İçerikler
“Mehmet Boynukalın kimdir? Mehmet Boynukalın Yılmaz Özdil, Mehmet Boynukalın Sözcü, Mehmet Boynukalın Lâiklik, Mehmet Boynukalın Anayasa, Mehmet Boynukalın Suud Selefilik” bağlantıları hakkında bir tavzîhât…
Ayasofya-i Kebîr Cami-i Şerîf’ine Mehmet Boynukalın atamasının tarihî ve ilmî açıdan ne kadar değerli olduğu malûm. Son derece nezaket sahibi bir şahsiyet olmakla beraber, sosyal medya üzerinden gündeme ilişkin yazıp çizdiği, kimi çevrelerce “sert” bulunan söylemleri oldukça dikkat çekici. Bu durumunu, hamiyet-i dîniyesinin yüksekliği ve İslâm dünya görüşüne bağlılığı ile telif etmek makul bir yaklaşım.
Sesi yerinde tepkileri ve üslûbu sebebiyle belli çevreler kendisini hem hedef edinmiş hem de hedef göstermiş durumda. O ise kararlılığını muhafaza ediyor.
Kendisine muhabbet duyan ve aksülameliyle iftihar edenler, görevden alınma ihtimalini düşünüyorlar. Hocanın hareket tarzını bu açıdan ayrıca ele almak gerekiyor belki de…
Diyanet İşleri’nde Mehmet Nuri Yılmaz ve Ali Bardakoğlu’ndan sonra, dinî görüş açısından olmasa da “fikrî açıdan” bir değişim yaşandı. Birkaç sene (15 Ocak 1968-25 Ağustos 1972) vekâleten başkanlık vazifesi üstlenen Lütfi Doğan Hoca’yı hariç tutarsak, merhum Ömer Nasuhi Efendi’ye kadar -hatta kuruluşa dek- başkanlığı deruhte edenlerin ortak özelliğinin resmî ideoloji ile kayıtsız-şartsız uyum olduğu tespitini ortaya koyabiliriz.
Mehmet Görmez ise -daha önce ifade ettiğimiz üzere- dinî düşünce ve metodoloji açısından farklı değilse de dünya görüşü açısından daha düzgün bir anlayışa sahipti. Mevcut reis Ali Erbaş’ın da fikrî açıdan İslâm dünya görüşüne daha yakın bir hareket tarzı benimsediğini müşahede ediyoruz.
Ayasofya, izzetin adresiydi. Boynukalın hoca da bu vazifeye getirilişini “dilediğini dilediği gibi ifade etme” konusunda bir sözcülük şeklinde değerlendirmiş olmalı. Yolunun açık olmasını dileriz.
Bu vesileyle, resmî ideolojinin artık kurban alma devrinin geçtiği ve zelil ahvâlinin daha da arttığı gerçeğine şahit olmak isteriz.
Mehmet Boynukalın Suud Bağlantılı Bir Selefî mi?
Sol cenahın Boynukalın Hoca üzerine giderken kullandığı argümanların başında, Suud’da okumuş olması geliyor. Orada okuyan herkesin selefileştiğini düşünmeleri elbette bugüne kadar basit ironilerle insan fişleme üzerine kurulu zihin yapılarından kaynaklanıyor. Cahiller, bari işi bilen birilerine danışsalar; Şifâ-i Şerîf derslerine biraz olsun kulak verseler, belki bir şeyler öğrenirler!
Bu konuda temas edilmesi gereken başka hususlar da var, nasipse ileride gelecek…
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin