Babası Ğavs-ı Bilvânisî Seyyid Abdülhâkim Hazretlerinin şeyhlik makamında bulunduğu dönemde, 1943’te Baykan ilçesine bağlı Taruni Köyü’nde doğdu. Babasının irşâd hizmetlerine bağlı olarak 1,5 yıl bu köyde, sonrasında 5 yıl Bilvanis’te, on bir yıl Kasrik’te ve on beş yıl Gadir’de ikamet ettikten sonra, 1971’de Menzil Köyü’ne yerleşti.
İlim tahsiline küçük yaşlarında başlayıp medrese ilimlerini tahsil eden heybetli şeyh, gençlik çağında görenlerin zayıflığından sebep yaşayamayacağını söyletecek şiddette verem hastalığına yakalanıp Ankara’da tedavi gördü.
Van Yılları
İlim tahsili sırasında Siirt ve Van’da bulunan Seyyid Abdülbaki Hazretleri, hocalık yaparken göz altına alınmış ve bir ay kadar mahpusluk yaşamıştır. Başta İmâm-ı Rabbânî Hazretleri olmak üzere, meşâyihin büyüklerinin de bu tarz hâllere maruz kaldığı bilinmekte ve bu durumlar seyr-i sülûk yolunda önemli açılımlara vesile olarak görülmektedir. Nitekim Seyyid Abdülbaki Hazretleri de söz konusu durumu aynı şekilde değerlendirdiğini birtakım mülâkatlarda belirtmiştir.
Yüksek Ahlâk ve Tevazuu
Ehl-i beyte (şeyhin ev hânesine) mensubiyetinin yanında, molla seyyidlerden olması vesilesiyle cemaat içerisinde en yüksek statüye sahip bulunmasına rağmen, sofilerle beraber hizmete koşan hatta onlarla yatıp kalkan yüce gönüllü bir şahsiyet olarak tevazunun müthiş örneklerini sergiledi.
1972’de, babası Ğavs-ı Bilvânisî Şeyh Seyyid Abdülhakim el-Hüseynî Hazretlerinin âhirete irtihâlinin ardından, ağabeyi ve ikinci şeyhi Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin en sâdık müridi, her daim destekçisi, samimi sırdaşı, en zor zamanlarda yoldaşı, hakiki vârisi ve kâmil halîfesi oldu.
Tevâzu ve Şefkat Âbidesi, 30 Yıllık İrşâd Sahibiydi
1993’te ağabeyi Sultan Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinden devraldığı irşâd vazifesini, büyük bir şefkat ve merhametle çok geniş kitlelerin istifadesine sunarak sürdürdü. Her kesimden insanın İslâmiyet’le, ilimle, takva hayatının okulu olan tasavvuf ve tarikatla tanışmasına vesile oldu. Dillere destan irşâdıyla, manevî terbiyesi coğrafyalar ve kıtalar aştı. İnsanlar fevç fevç tevbe ipine sarıldı onun telkiniyle. Çağın kiri ve irinine, amansız manevî hastalıklarına rağmen kalpleri dönüştürüp hayatları değiştirdi, günahkârları günah ve cürmünden, fâsıkları fısk u fücûrundan arındırdı.
Postnişin olarak emanet aldığı yolun usûl ve esaslarına büyük bir sadakat gösterdi, hiçbir değişiklik yapmaksızın muhafaza etti. Geleceğe taşıdığı mukaddes yolu, usûl ve esasları en ince ayrıntısına kadar kayıt altına aldırttığı “el-Minhâcü’s-Senî Âdâb-ı Şeyh Abdülhâkim el-Hüseynî” adlı eserle tahkîm etti.
Şeker ve ona bağlı ortaya çıkıp gelişen çeşitli hastalıklarla birlikte yaşadı. En son icâzet merasimini gerçekleştirdikten sonra, tarihte eşine ender rastlanabilecek bir şöhretle fânî dünya hayatından ebedî âhiret hayatına irtihâl etti. Ardında büyük halifeler, milyonlarca mürîd ve ilim-hizmet yolunda tesis edilmiş yüksek müesseseler bıraktı.
12 Temmuz 2023 Çarşamba günü saat 14.10’da İstanbul Pendik Emsey Hastanesi’nde vefât eden ve cenaze namazı Menzil’de kılınıp babası, ağabeyi ve aileden-tarîkattan kıymetli büyüklerin medfûn bulunduğu Merkad-ı Şerîfe defnedilen Seyyid Abdülbaki Elhüseynî Hazretlerine yüksek tecellîler diler, kederli ihvânına ve başta ülkemiz olmak üzere tüm İslâm âlemine sabırlar niyâz ederiz.
Babasından sonra aileden çıkan ikinci ğâvs anlamında, “Ğavs-ı Sânî” olarak anılan merhûm Şeyh Hazretlerinin vefat eden kıymetli halifeleri Seydâ Molla İbrahim el-Kelhokî, Seyyid Seyda Molla Mustafa ve Seyda Molla Hızır’dan başka hâlen hayatta olan altı halifesi bulunmaktadır: Oğulları Seyyid Muhammed Sâki, Seyyid Mübârek ve Seyyid Muhammed Fettâh; meşhûr Şeyh Seyda Molla Muhyiddîn el-Havelî’nin oğlu Şeyh Molla Abdurrahman, Seyda Molla Nezir ve Seyda Molla Şeyhmus.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin