ABD ve ortağı bulunduğu şer odaklarının arzu ve menfaatleri doğrultusunda Irak’ın ve Şii-Sünnî dengesi ya da dengezisliğinin IŞİD yoluyla baştan kurgulanmasına yönelik amaç sebebiyle Şii dünyası ve bu ideolojinin genel müdürü konumundaki İran yoluyla bölge ve zihinler adeta kaynıyor. Mâlikî’yi pek sallayan da yok zaten, odak noktaları İran. Türkiye’de ise kimilerinin farkında olmadığı bir tür Şiileşme yaşanıyor. Anadoluda, Alevî ve Ca’ferîlerin yaygın bulunduğu bölgelere komşu konumunda bulunan Sünnilerde de bir Şiileşme eğilimi gözlemleniyor. Bu sadece Anadolu ile de sınırlı değil, Büyükşehirlerde de durum aynı. Son yıllarda istatistiki olarak Büyükşehirlerde Ca’ferîlere tahsis edilen cami ve derneklere ya da baştan kurulup inşa edilen cami veya derneklere yakından bakınca durumun vahameti ortaya dökülüyor.
MHP taVanına doğru son dönemde bir Sinan Oğan rüzgârı esiyor. O da bir dönem tıpkı böyle, kuvvetli bir şekilde rüzgârı esen, daha sonra ise Bahçeli ve asker delegasyonunun karşı duruşuyla dışlanan hatta ‘’nerenin/kimlerin adamı olup olmadığı’’ dahi sorgulanarak çirkin bir şekilde –kesinlikle haksızca- dışlanan Ümit Özdağ gibi bir stratejist. Özelliği ise Ca’ferî bir Şii olması, Azerbaycan ve Irak Türkmenlerinin yanı sıra, Anadoludaki Ca’ferî gruplarla da arasının sıkı fıkı olması, hatta zaman zaman Onların sözcüsü mevkiini dahi işgal etmesi. Nitekim, Sinan Oğan’ın Şii karşıtı söylemlere karşı muhalefetini Meclis kürsüsüne kadar taşımışlığı meclis zabıtlarıyla da sabit, kayıtlı bir durumdur.
Sinan Oğan rüzgârı, son dönemde bilhassa IŞİD’in etkisiyle gündemdeki sıcaklığını sürekli koruyan Irak davasıyla birlikte daha kuvvetli esmeye başladı. Türkmenlerle yerel kaynaklar üzerinden sıkı bağlantısı bulunan Oğan’ın elde ettiği bilgilere dayanarak Mecliste ortaya koymuş olduğu –takdire şayan- hassasiyet, biraz daha ön plana çıkmasını ve her kesimden insanın dikkatini çekmesini sağladı.
Sinan Oğan’ın –kısaca özetlemeye çalışmış olduğumuz- bu farklı ahvali, MHP Genel Başkanı olması durumunda, aşırı sol gruplara yakın Alevîler dışında kalan –bir başka ifadeyle ateist olmayıp kökenden Alevî/Türkmen olan- ve kendilerini CHP’ye ait hissetmeyen alevî kesimin MHP çatısı altında birleşmesini sağlayabilecektir. Bu açıdan bakıldığında netice, pozitif görünmektedir. Lâkin bu Şii-Ca’ferî ve Alevî zümrenin istek ve talepleri doğrultusunda yer yer müdafiliğe kadar varabilen tavır, MHP’nin, Sünnîlik karşıtı politikaların uygulanması noktasında Anadolu’ya açılan bir kapı haline dönüş(türül)mesi noktasında ciddi bir tehlikenin de belki önünü açabilecektir. Bu açıdan bakıldığında ise netice, son derece negatif görünmektedir. Bilhassa da alevî provokasyonlarının yeniden artış gösterdiği şu son günlerde.
Biz, Sinan Oğan meselesine böyle bakmak durumundayız, zira Müslüman bakışı bunu gerektirir. Müslüman, meselelere dünya ve ahret düzleminde, her iki perspektifi de bir arada düşünerek bakar. Şiilik dediğimiz, Şiileşme dediğimiz iş, bu düzlemde bakıldığında bir insanın ebedî hayatını mahvedecek bir işten başkası değildir.
Başlıkta ”vesvese” ifadesini kullandım ki, ididialarımda iddialı olduğum düşünülmesin…
ALLAH Teala bu memleketin sonunu hayreylesin. Âmîn.
2 Yorumlar
Sinan Oğan her ne kadar şii bilinsede baba tarafı sünnidir. Iğdır azerilerinden yüksek bir oy alıp meclise girmiş ve laf olsun diye bir iki caferi kesimin sorunlarını dile getirmiş ama hepsi o. Iğdırlı azeriler ona çok tepkili. bir defa bile caferi camisine girmemiştir. annesi caferidir. Ama o sunni itikada sahiptir. Terekeme denilen sünni azeri sayılabilecek kesimle daha sıkı fıkıdır. Baba tarafından terekemedir. O azerileri sadece siyaseti için kullandı. Iğdıra gidin hangi azeriye sorarsanız size bunu söyler…
Sina oğan ne caferisi ya bildiğin klasik şu türk islamcı ayaklarında olan bi mhpli işte. Caferilere hakaret etmeyin ona caferi diyipte.
Yorum Ekleyin