Ahmet Davutoğlu Son Dakika Haberleri Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu kimdir, nerelidir? Ahmet Davutoğlu milletvekili midir? Ahmet Davutoğlu neden istifa etti? Ahmet Davutoğlu kaç dil biliyor? Ahmet Davutoğlu’nun Partisi hangisi? Gelecek Partisi Millet İttifakına mı katılacak? Gelecek Partisi Cumhur İttifakına mı katılacak? gibi sorular birbiri ardına soruluyor… Biz ise son soruya cevap arayacağız…
Tarihe Geçen Başbakan Tozlu Sayfalarda mı Kalacak?
Danışmanlıktan Bakanlık ve Başbakanlığa… Kısacası tarihe geçti! Ak Parti’nin 2. Genel Başkanı ve Başbakanlık koltuğuna oturan 3. şahsiyeti oldu. Gayet doğal olan fikrî birtakım ayrılıklar büyüdükçe büyüdü. Belli çevrelerin plânları sebebiyle, sorun sarmalına dönüştü. En yüksek oy oranıyla seçilen Başbakan konumundayken idarî bir darbeyle alaşağı edildi.
Anlattığına göre, davası ve dava arkadaşlarının zarar görmemesi için sustu. Kelâmı ve kalemiyle mücadele etti. Tespit ettiği problemleri muhtemel çözüm önerileriyle sundu. Müzakere için yol aradı; bölüp parçalayan değil, toparlayıp bir arada tutan olmayı yeğledi.
O arada fikrî alanda da boş durmadı. Birikim ve tecrübesinin yüklediği misyon doğrultusunda hizmete, yol göstermeye; kimi zaman makale, kimi zaman ise kitap hacminde, küllî problemlere çözüm önerileri sıralamaya devam etti. Pek bilinmez ama “Küresel Gücün” tekerini, çomağıyla zorladı; Zamanın Sonu kitabına, Medeniyetlerin Dönüşümü kitabıyla cevap verip Allah Teâlâ’nın yegâne hükümranlığını, zamana sadece O’nun hükmedebileceği hakikatini; birilerinin hesabı var ise O’nun da bir hesabı olduğunu ve nihayetinde akıbetin sadece ve sadece O’nun hükmüyle vaki olacağını haykırdı. Doğru bildiğini her plâtformda çekinmeden ifade etti. Kimilerince Oksidentalist mücadele şeklinde tanımlansa da Anadolu’nun öz evlâdı olarak yürüttüğü fikrî mücadelenin hakkının gün gelip muhakkak teslim edileceğinden emindi.
İttifaka Engel Olmayacak Görüş Ayrılıkları
Cumhurbaşkanı ile yakın çevresinin Davutoğlu ve yakın çevresi ile tartışmaları, birbirlerine yönelik eleştiri ve ithamları, zaman zaman sert bir üslûpla dile getirilen suçlamaları; Dış Politikadan Şehir Üniversitesi’ne varıncaya kadar çeşitli derinliklerde bir dizi ayrışmaları herkesin malûmu. Bunlara bakılarak “ittifak” söylemi hayal gibi değerlendirilebilir fakat tam da bu noktada Devlet Bahçeli, Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu’nun çevreleriyle Cumhurbaşkanı ve Ak Parti çevresinin vaktiyle yaşadığı, çok sert ifadelerle ortaya dökülen tartışmaları ve vakti geldiğinde kadro yönetimi bakımından en üst seviyede bir araya gelişle neticelenen serencamı hatırlamak gerekir.
Bugün Cumhurbaşkanı ile Davutoğlu arasındaki gerek şahsî gerekse siyasî kanatsal atışmaların mezkûr şahıslar ve çevreleriyle yaşanan sertlik seviyesine hiçbir zaman erişmediği aşikârdır. Dolayısıyla, millî menfaatlerin günümüzdekine nazaran daha da ön plâna çıkacağı bir dönemde Gelecek Partisi’nin Cumhur İttifakına katılması pratikte en kolay gelişme olarak gözükmektedir. Nitekim Davutoğlu’nun, Cumhurbaşkanlığı Hükümetinin Akdeniz, Irak-Suriye, Terörle Mücadele ve Kafkasya politikasını desteklediğini her fırsatta dile getirmesi bu ihtimalin pek de uzak olmadığının bir işaretidir.
Ak Parti’nin liberal kanadını temsil edip Davutoğlu ve İslâm Dünya Görüşüne karşı duran, “Pelikancılar” olarak anılan ve Berat Albayrak yanlısı olduğu belirtilen grubun son dönemde iyice tasfiye olmuş olması da buzları yavaş yavaş eritecek bir gelişme olarak görülebilir.
Yönetim Şekli Konusunda Ayrılık: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Örneği
Ak Parti ile Gelecek Partisi, bahusus Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki en derin ihtilâflardan birini “yönetim sistemi” ile ilgili görüş ayrılığı teşkil ediyor. Esasında “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”, muhalefetin hemen tamamının parti programı seviyesinde dile getirdiği fakat partilerin birbirinden farklı şekilde tanımladığı bir konu olarak gündemde bulunuyor. Bu bağlamda Selahattin Demirtaş’tan, büyük ölçüde Ergun Özbudun’un kaleminden çıkan Gelecek Partisi’nin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” teklifine kadar birçok farklı tasarıyı gözden geçirdik. Bu konu özelinde, Gelecek Partisi’nin bu meseleyi en yakın seçimden sonra değerlendirilecek bir mesele olarak gördüğünü ifade etmesi, diğer partilerden bir noktada ayrıldığının göstergesi. Bu durum Gelecek Partisi nazarında ilk seçimde siyasî yelpazede Cumhur İttifakı etrafında bir konum ihtimalini yükseltiyor.
Seçime Yakın Muhtemel Netice: İttifak
Tahminimiz, 15 Temmuz gibi millî bir meselede ihtilâfları bir kenara bırakarak Ak Parti ile ittifak kuran Devlet Bahçeli ve partisinin gösterdiği özveriyi Davutoğlu ve partisinin de göstereceği; görüş ayrılıklarını en azından seçim sonrasında tekrar müzakereye açmak üzere erteleyecekleri yönündedir.
Türk siyasetinde 24 saat daha uzun bir süreyken, -erken seçime gidilmediği takdirde- seçim için önümüzde duran üç sene, akla-hayale gelmeyecek işlerin dahî olabileceği, yan yana gelmesi hiç düşünülemeyecek bazı kesimleri bile bir araya getirebilecek kadar sürprizleri sinesinde saklayıcı uzun bir zaman dilimidir.
Dilek ve temennimiz; Rabbimiz Teâlâ’nın, mukaddes vatanımız ve azîz milletimiz için en güzel ve en hayırlı gelişmeleri halk etmesi, idarecilerimizi rızasına muvafık kılmasıdır…
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin