Rafizi dedi ki; Ebû Bekir’in, Ömer’in, Osman’ın halifeliğini Kur’an’da bana gösterebilir misin?
Ca’fer es-Sâdık, evet, Hatta Tevrat ve İncil’de dahi gösterebilirim.
Allah şöyle buyurdu: “Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayan merhamet edendir.”[13]
Başka bir ayette; “(Onlar mı hayırlı)yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah’tan başka bir tanrı mı var! Ne kadar da kıt düşünüyorsun”.[14]
Başka bir ayet; “Yeshalifune fi’l-Ard…”
Rafızi dedi ki. Ey Allah’ın Resulünün oğlu Tevrat ve İncil’de ne var?
Ca’fer dedi ki: “Muhammed Allah’ın Resulüdür. Onunla beraber olan (Ebû Bekir)dir. Kafirlere karşı şiddetli (Ömer b. el-Hattab)’dır. Aralarında merhametli bulunan (Osman b. Affan)’dır. Rüku, secde edip Allah’ın fazlını arayan (Ali b. Ebi Talib)’dir. Yüzlerinde secde eseri olanlar (Hz. Peygamber’in ashabı)’dır…”[15] İşte bu onların Tevrat’taki ve İncil’deki benzeridir.
Rafizi dedi ki; Tevrat’taki ve İncil’de’kinin meali nedir? Muhammed Allah’ın Rasülü ondan sonraki halifeler; “Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali’dir. Sonra “Ke zer’in Ahraca Şet’a” Ebû Bekir’dir. “Festağlaza” Ömer’dir. “Festeva ale sukihi” Osman b. Affan’dır.”Yucibu’z-Zurraa liyağize bihimu’l-küffar” Ali b. Ebi Talib’dir. “Veadallahu ellezine amenu ve amilu’s-Salihati minhum mağfiratan ve ecran azima” ise Peygamber’in diğer ashabıdır.
Fetih Süresinin bu son ayetinin meali şöyledir: “Muhammed Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükuya varırken, secde ederken görürsün Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat vâdetmiştir.”[16]
Ca’fer es-Sâdık; vay sana vay, babam dedemden, o da Ali b. Ebi Talib’den rivayet etmiştir. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Ben arz kendi adına yarılan ilk kişi (dirilecek) olan ilk kişiyim. Övünmüyorum. Allah bana benden öncekilere vermediği ikramda bulunur. Sonra bir nida ederek halifelerini yanına çağır der. Yarabbi halifeler kim derim? Abdullah b. Osman Ebû Bekir es-Sıddık der. Benden sonra arz kendi adına yarılacak Ebû Bekir’dir. O Allah’ın huzuruna getirilir. Ve kolay bir hesaba çekilir. Yeşil bir elbise getirilir. Sonra arşın karşısında durdurulur. Sonra bir münadi Ömer b. Hattab nerede diye çağırır. Ömer kanlar içerisinde gelir. Ona der ki: “Bunu sana kim yaptı.” Ömer, Muğire b. Şube’nin kölesi der. Allah’ın huzuruna getirilir. Kolay bir hesaba çekilir. Yeşil bir elbise getirilir. O da arşın önünde bekletilir. Daha sonra Osman b. Affan getirilir. O da kanlar içerisinde haşrolunur. Bunu sana kim yaptı denilir. Fülan fülan diye cevap verilir. Allah’ın huzuruna getirilir. Ve kolay bir hesaba çekilir. Yeşil bir elbise getirilir. Sonra arşın karşısında durdurulur. Sonra Ali çağrılır. O da kanlar içerisinde gelir. Kim yaptı denir. Abdullah b. Mülcem yaptı, der. Allah’ın huzuruna getirilir. Ve kolay bir hesaba çekilir. Yeşil bir elbise getirilir. Sonra arşın karşısında durdurulur.
Rafizi dedi ki Ey Allah’ın Resûlü’nün oğlu Kur’an’da bu var mıdır?
Ca’fer es-Sâdık “Evet” der. Allah şöyle buyurdu: “Kim Allah’a ve Rasul’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddikler, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”[17] Burada ki şehitler Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali’dir. Ve aralarında hak ile hüküm verilir.
Rafizi dedi ki; Ey Allah Rasülü’nün oğlu “Allah, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali arasında ayırım yaptığım için, benim tövbemi kabul eder mi? dedi.
Ca’fer es-Sâdık dedi; Evet, tövbe kapısı açıktır. Onlar adına istiğfar et. Ancak şayet sen onlara muhalif olarak ölmüş olsaydın, İslam fıtratının dışında ölürdün. İyiliklerin kâfirlerin amelleri gibi bomboşa giderdi. Adam sözünde döndü, tövbe etti.
Bu el yazması 669/1270 yılı Şevval ayında Yusuf b. Muhammed tarafından yazılmıştır.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Bu yazma eser, Munazaratu’s-Sadık fi’t-Tafdili Beyne Ebi Bekir ve Ali adıyla da Zahiriye Maq. 111/15 kayıtlı olup, 222-235 varakları arasındadır, üzerinde h.588 tarihi yazılıdır.[18] Bir başka nüshası da Ebu’l-Kasım Abdurrahman b. Muhammed b. Said el-Ensarî el-Buharî tarafından 435/1043’de rivayet edilen bir eser olup, Şehid Ali 2763/12’de kayıtlıdır. Bu nüsha 152a-156b varakları arasındadır ve üzerinde h. 669 tarihi yazılıdır. Ca’fer es-Sâdık’ın Rafızi bir görüşü benimseyen bir şahısla, Ebû Bekir ve Ali b. Ebî Tâlib hususunda yaptığı tartışmayı konu almaktadır.
Eser’de Rafızi’nin Cafer es-Sadık’a şu soruları yönelttiği görülür; Peygamber’den sonra en hayırlı kimdir? Buna delilin nedir? Bu düzeydeki tartışmadan sonra, Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali arasında ayırım yaptığından dolayı Allah’ın kendisinin tövbesini kabul edip etmeyeceğini sorar. Ve Cafer es-Sadık da tövbe kapısının açık olduğunu ve tövbe etmesini ister. Rafızi bunun üzerine tövbe eder. Eserin sonunda bu el yazmasının 669/1270 yılı şevval ayında Yusuf b. Muhammed tarafından yazıldığı ifade edilmektedir.
Ca’fer es-Sâdık ile Rafızi arasındaki bu münazarada, Ebû Bekir ve Ali’nin faziletleri tartışılmıştır. Bu münazara’nın başlarında Ca’fer es-Sâdık, Peygamberden sonra en faziletli kimse Ebû Bekir olduğunu ifade etmektedir. Bu görüşünü de “Eğer siz ona (Rasulullah’a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kafirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebû Bekir’le birlikte Mekke’den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına, üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu…”[19] ayetiyle desteklemektedir. Rafızi ise, Ali b. Ebî Tâlib’in de bu tip haklarının olduğunu iddia etmiştir: “Ca’fer es-Sâdık’ın bu ayetleri delil getirmesine karşılık, Rafızi de: “Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah’tır, Resulü’dür, iman edenlerdir; onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekatı verirler,”[20] ayetini Ali b. Ebi Talib hakkında nazil olduğunu iddia etmiştir.
Ca’fer es-Sâdık’a ait olduğu iddia edilen bu eserin, sonraki dönemlerde bir üçüncü şahıs tarafından nakledildiği kanaatini taşımaktayız. Bu eser Ca’fer es-Sâdık’a nispet edilmekle beraber tartışmanın gidişatı ve Rafızi görüşünü savunan münazaracının sürekli aktif olup fikirlerini anlatması ve bu hususta münakaşaya girmesi, Ca’fer es-Sâdık’ın Rafızilikle ilgili görüşleri hakkında bazı ipuçları vermektedir.
Dipnotlar:
[13] 6. En’am, 165.
[14] 27. Neml, 62.
[15] 48.Fetih, 29.
[16] 48. Fetih, 29.
[17] 4.Nisa, 619.
[18] Fuat Sezgin, Geschichte des Arabischen Schrifttums, I-IX, Leiden, E.J.Brill, 1967-84, I/528-531, I/530.
[19] 9.Tevbe 40
[20] 5.Maide 55
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin