CA’FER B. MUHAMMED ES-SÂDIK’IN RAFİZİLERLE MÜNAZARASI-I
Yücel diyor ki;
Hamdele, Salvele Ve Besmeleden Sonra…
Münacatlar Babam Şeyh Hazretleri’ne (Kaddesallahu Esraruhu Aleyh) olsun…
İki parçaya bölerek derlemiş ve düzenlemiş olduğumuz bu araştırma yazısını istifadelerinize sunuyoruz. Bu derlemeyi Huseyni Şeyh Hazretleri’ne (Kuddise Sirruhu) ithâf ettim.
Söz Müellifte:
Bu Ca’fer b. Muhammed es-Sâdık b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib’in Rafizilerle Münazara’sıdır. Şeyh İmam Ebû’l-Kasım Abdurrahman b. Muhammed b. Said el-Ensari el Buharî tarafından tasnif edildi. Bu el yazmayı, Fakih Ebû’l-Kasım Abdurrahman b. Muhammed b. Said el-Ensari el-Buhari(435/1043) okuma yolu ile Mekke -Allah şerefli kılsın- alimlerine rivayet etmiştir. Bu rivayet, büyük, alim, en yetkili kadı, mecduddin ve tek olan Ebû’l-Feth Mes’ud b. Hüseyin b. Ali b. Bendad el-Yendedi tarafından rivayet edilmiştir. O da Şeyh Ebû Nasr Abdurrahman b. Kasem b. Ebû’l-Fazıl’dan, O da Kadı Ebû’l-Hasan Sad b. Ali b. Bendad’den, O da Musannıf’dan rivayet etmiştir.
Bismillahirrahmanirrahim,
Şeyh Fakih Ebû’l-Kasım Abdurrahman b. Muhammed b. Said el-Ensari el-Buharî okuma yoluyla Mekke -Allah şerefli kılsın- alimine haber verdi. Dedi ki, Ebû Muhammed Abdullah b. Müsafir b. Beşancar’dan, Ebû Bekir b. Halef b. Ömer b. Halef el-Hamedani’den, Ebû’l Hasen Ahmed b. Muhammed b. Ezyed’den, Ebû’l-Hüseyin b. Ali et-Tenafisi’den, Halef b. Muhammed el-Katrani’den, Ali b. Sâlih şunları haber verdi; Rafızilerden bir adam, Allah veçhini mükerrem kılsın Ca’fer b. Muhammed es-Sâdık’a geldi ve Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerine olsun, dedi. Ca’fer b. Muhammed es-Sâdık da ona selam verdi.
Rafızi, Ey Allah’ın Resulü’nün oğlu, Peygamberden sonra en hayırlı kimdir? dedi.
Ca’fer es-Sâdık, Ebû Bekir es-Sıddık’dır, dedi. Adam, Bu konuda delilin nedir? dedi.
Ca’fer Allah’ın şu ayeti delildir; “Eğer siz ona (Rasulullah’a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kafirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebû Bekir’le birlikte Mekke’den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunu üzerine Allah ona (sükunet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kafir olanların sözünü alçalttı. Allah’ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.”[1] Ca’fer es-Sâdık devam etti. Üçüncüsünü Allah’ın oluşturduğu iki kişiden daha hayırlıları kim olabilir. Peygamber hariç, hiç kimse Ebû Bekir’den faziletli olabilir mi?
Rafizi ise Ali gözünü kırpmadan Peygamberin yatağında kalmıştır, dedi. Ca’fer b. Muhammed es-Sâdık da, Ebû Bekir de hiçbir şekilde, korkmadan ve telaşlanmadan Peygamber’le beraber olmuştur, dedi.
Adam ona dedi ki: Allah Teala senin dediğinden başkasını söylüyor. Ca’fer, “Allah ne demiş?” dedi. Adam, “Allah şöyle buyuruyor” dedi: “Arkadaşına diyordu ki, Üzülme çünkü Allah bizimle beraberdir.” [2] Bu onun sabırsızlık gösterdiğini göstermez mi? Üzüntülü olduğunu göstermez mi? Ca’fer dedi ki: Hayır, çünkü üzüntü, sabırsızlık ve korkudan başka bir şeydir. Ebû Bekir’in üzüntüsü Peygamber’in öldürülme korkusundan kaynaklanıyordu. Sanki Allah’ın dinine, Allah’ın nebisi, Peygamberi adına üzüntü duyuyordu. Yoksa onun üzüntüsü kendisi için değildi. Nasıl olur, onu yılan yüzden fazla sokmuştu da, üzüntü ifadesini kullanmamıştı.
Rafızi dedi ki; Allah’u Teala şöyle buyuruyor: “Sizin dostunuz(veliniz) ancak Allah’tır, Resulü’dür, iman edenlerdir; onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekatı verirler.” [3] ayeti Ali b. Ebi Talib hakkında nazil olmuştur. Çünkü o rüku halinde iken yüzüğünü tasadduk etmişti de Hz. Peygamber: “Onu benim Ehl-i Beyt’imde kılan Allah’a hamd olsun” demişti.
Ca’fer es-Sâdık diyor ki: Maide 55’deki ayetten önceki ayet bundan daha açıktır. Allah şöyle buyurdu: “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah’ın, dilediğine verdiği lütuftur. Allah’ın lütfu ve ilmi geniştir.’’[4] Hz. Peygamber’den sonra bazı Araplar irtidat etmişlerdi. Kafirler, Nihavent’te toplanmışlardı. Dediler ki: “Peygamberi kastederek, bizim anlaşma yaptığımız adam öldü” dediler. Ömer, Ebû Bekir’e dedi ki: Onların namazlarına kabul et, zekâtlarını kendilerine bırak.” Ebû Bekir dedi: Hz. Peygambere veregeldikleri bir keçiyi vermekten kaçınırlarsa onlarla savaş ederim. Bütün taşlar, ağaçlar, taşlar, toprak, cinler, insanlar bir araya gelseler ben yine savaş ederim. Bu ayet Ebû Bekir’in faziletini teyit eder. Rafızi dedi ki Allah “Mallarınızı gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarf edenler var ya, onların mükafatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler”[5] ayeti Ali hakkında nazil oldu. Çünkü onun dört dinarı vardı da birini gece, birini gündüz, birini gizli, birini açık olarak tasadduk etmişti ve bu ayet nazil oldu.
Ca’fer es-Sâdık dedi ki: Ebû Bekir hakkında Kur’an’da bundan daha faziletlisi var. Çünkü Allah; “Karanlığı ile etrafı bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki işleriniz başka başkadır. Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).”[6] Bu ayetler Ebû Bekir hakkındadır. “Temizlenmek üzere malını hayra veren iyiler ondan (ateşten) uzak tutulur.”[7]
“Veseyücennebuha”da kastedilen Ebû Bekir’dir. Bu sürenin hepsi Ebû Bekir hakkındadır. Ebû Bekir Peygamber için kırk bin dinar harcamada bulundu. Hatta hiçbir şey kalmadı. Cebrail indi ve şöyle dedi. Allah sana selam ediyor ve diyor ki; Ebû Bekir’e selam söyle, ona sor; Benden razı mı? Ebû Bekir Hiç Rabbime kırgın olabilir miyim? Ben rabbımdan razıyım (üç defa) dedi. Allah da onu razı edeceğini vaat etti.
Rafizi dedi ki Allah şöyle buyuruyor; “(Ey Müminler), Siz hacılara su vermeyi ve Mescid’i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”[8] Bu ayet Ali hakkında nazil olmuştur.
Ca’fer es-Sâdık bunun benzeri, Kur’an’da Ebû Bekir hakkında da vardır, dedi. Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor: “…Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara eşit değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı vâdetmiştir. Allah’ın yaptıklarınızdan haberi vardır.” [9]
Ebû Bekir Allah Resûlünün yolunda malını ilk infak eden, ilk cihada çıkan, ilk savaş eden kişiydi. Müşrikler Peygamber’e vurmuşlar, haber Ebû Bekir’e ulaşınca, koşarak oraya yönelmiş ve Mekke Müşriklerine şöyle demiştir. Yazıklar olsun size, “Rabbım Allah’dır” demekten başka suçu olmayan birini mi öldürmeye kalktınız? Rabbınızdan size bir hidayet getirmiştir, dedi. Bunun üzerine Müşrikler Hz. Peygamber’i bırakıp Ebû Bekir’i yakaladılar. Ve onu dövmeye başladılar. Hatta ağzı burnu birbirinden ayırt edilemeyecek şekildeydi. İşte Ebû Bekir Allah yolunda ilk cihad eden kişidir. Allah yolunda ilk savaşa çıkan kişidir. Allah yolunda ilk infak eden kişidir. Peygamber buyurmuştur ki: “Ebû Bekir’in malı kadar hiçbir mal bana fayda vermemiştir.
Rafızi dedi ki: “Ali göz açıp yumuncaya kadar bile Allah’a şirk koşmamıştır.” Ca’fer es-Sâdık: “Allah, Ebû Bekir’e o kadar sena etmiştir ki, başka hiçbir şeye gerek yoktur,” dedi. Allah şöyle buyurdu: “Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler varya, işte kötülükten sakınanlar onlardır.”[10] Bu ayet Ebû Bekir’i anlatmaktadır. Bazıları Hz. Peygamber’e yalan söylüyorsun dediler, bazıları ise Peygamber’i tasdik etti. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu. Ki bu tasdik ayetidir. Ve Hz. Ebû Bekir’e özeldir. O temizdir, tertemizdir, razi olan ve razı olunandır, adaletlidir ve yeterlidir.
Rafizi dedi ki; Ali’yi sevmek Allah’ın kitabında farz kılındı. Allah şöyle buyuruyor: “…De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum…”[11]
Ca’fer dedi ki benzeri ayet Ebû Bekir için de söz konusudur. Allah şöyle buyuruyor: “Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin.” [12]
Ebû Bekir imanda sebkat edenlerdendir. Dolayısıyla ona istiğfar etmek vaciptir. Onu sevmek farz, ona buğz ise küfürdür.
Rafizi dedi ki; Hz. Peygamber “Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendisidir. Babaları ise onlardan daha hayırlıdır.”
Ca’fer es-Sâdık; Ebû Bekir için daha faziletlisi söz konusudur. Babam dedemden O da Ali b. Ebi Talib’den rivayet etti. Dedi ki; “Ben Peygamberin yanındaydım. Başkada kimse yoktu. O arada Ebû Bekir ve Ömer geliyorlardı. Hz. Peygamber buyurdu ki; Şu ikisi cennet ehlinin olgun kişileridir. Önceki zamanlarda geçen ümmetlerin içinde gelecek zamanlarda Peygamberlerden başka bunlar gibisi gelmeyecektir. Yalnız Ey Ali hayatta oldukları müddetçe hiç kimseye bunu söyleme.
Rafizi dedi ki: Hz. Peygamber’in kızı Fatıma mı? Ebû Bekir’in kızı Aişe mi? faziletlidir. Ca’fer es-Sâdık dedi ki: Bismillah, Yasin…, Ha-mim, ve’l-kitabu’l-Mübin… Adam dedi ki, söyle hangisi faziletlidir?
Ca’fer es-Sâdık dedi ki Aişe Peygamber’in eşi ve cennette onunla beraberdir. Fatıma Peygamber’in kızı ve cennet kadınların hanımefendisidir. Hz. Peygamber’in hanımına dil uzatanlara Allah lanet etsin. Hz. Peygamber’in kızına buğz edenlere de Allah lanet etsin.
Dipnotlar:
[1] 9. Tevbe, 40.
[2] 9. Tevbe, 40.
[3] 5.Maide, 55.
[4] 5.Maide, 54.
[5] 2.Bakara, 274.
[6] 92.Leyl, 1-7.
[7] 92.Leyl, 17-18.
[8] 9.Tevbe, 19.
[9] 57.Hadid 10.
[10] 39.Zümer, 33.
[11] 42.Şûrâ, 23.
[12] 59.Haşr, 10.
Derleme: Kelâm İlmi Araştırmaları Dergisi-7
CA’FER ES-SÂDIK’IN RAFIZİLERLE TARTIŞTIĞINI ANLATAN BİR RİSALE: HÂZİHİ MUNAZÂRA CA’FER B. MUHAMMED ES-SÂDIK (R.A) MAA’R-RÂFİZÎ
Doç. Dr. Mehmet ATALAN Fırat Ü. İlahiyat Fakültesi e-
Derleyen Ve Düzenleyen: Y.K.
21.02.2011
DEĞİRMENDERE
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin