« Banka promosyonu caiz mi diyanet, banka promosyonu caiz mi din işleri yüksek kurulu, banka promosyonu caiz mi cevat akşit, banka promosyonu caiz mi cübbeli » şeklinde sıklıkla aratıldığını gördüğümüz sualin, güvenilir kaynaklar ışığında İsmailağa Fetva – Fıkıh Kurulu tarafından nasıl cevaplandırıldığını Abdülhamid Türkeri Hoca Efendi’nin dilinden istifadelerinize sunuyor, görüntülü cevabın yazıya deşifresini de ayrıca dikkatlerinize arz ediyoruz.
Promosyon, maaşların yatırılması taahhüdüyle yapılan anlaşmalara bağlı olarak bankaların yaptığı fazladan ödemelerdir. Bu uygulama önceleri daha farklıydı. Yıllar önce, belli sayıda çalışanı olan bir kurumun genel müdürü bir banka ile masaya oturur ve onlarla ikramiye ve hediyeler karşılığında anlaşır, çalışanların maaşının o bankaya yatması konusunda yapılan anlaşmaya göre genel müdür ya da işveren hediye alırdı. Yakın zamanda devlet bu uygulamayı çalışanların lehine çevirme adına, kamu ya da özel kurumların ve belli sayıda çalışanı olan işletmelerin bankalarla, promosyonun hediye kabilinden çalışanlara verilmesi yönünde düzenledi.
Bu anlayış ve gaye doğrultusunda ödenen promosyonun fıkhî durumunu tahlil sadedinde, ehveni tespit açısından bir yaklaşım sergilenerek hibe veya hediye olarak düşünülmesi mümkün oluyor. Burada “ehven” olarak belirtmemizin sebebi, böyle bir uygulamanın ivaz akdi olarak değerlendirilebilecek bir özellik taşımasından dolayıdır. Eğer o şekilde, yani “Sen bana 12 bin TL ödeyeceksin ve ben bunu kullanacağım, bu kullanımıma karşılık sana 1.000 TL fazla ödeme yapacağım” şeklinde bir akit olarak kabul edilirse, verilen fazlalık açıkça faiz olduğundan bunu hangi kurum verirse versin alınması ve kullanması asla caiz olmayacaktır.
Buna mukabil, “Sizin paranızı kullandığım için bir miktar hibe/hediye etmek istiyorum” şeklinde bir yaklaşım olduğunda ise fıkıhta hibe/hediye konusuna ilişkin hükümlere tâbî olmaktadır. Bu konu fıkıh kitaplarımızda özellikle, “Kazancının tamamı ya da yarısından fazlası haram olan babanın çocuklarının varislik durumu” bağlamında detaylandırılmakta ve çocukların bu kazanca varis olamayacakları hükme bağlanmaktadır. Dolayısıyla, kazancının tamamı ya da yarısından fazlası haram olan bir kurumun hibe ya da hediyeleri de haram sayılmaktadır.
Böyle bir durumda kişinin eline ulaşan bu tür parayı menfaati kendisine dönebilecek şekilde kullanması haramdır. Bakmakla mükellef olduğu kişiler için kullanamayacağı gibi vergi borcu, sigorta poliçesi gibi ödemelerini yapması da uygun olmamaktadır. Menfaatin kendisine dönmeyecek şekilde sarf edilmesi ise bakmakla yükümlü olmadığı fakirlere yahut hayır kurumlarına tasadduk ile mümkün olmaktadır.
Promosyonu Bankada Bırakmak Doğru mu?
Kişinin promosyonu alıp kullanmasının haram oluşu, veren kurumun işi ve kazancının dinen haram olmasından dolayıdır. Bu sebeple, bankada bırakılan promosyon parası, elinde bulunduran kuruluş tarafından kullanılmaya devam edecek ve böylece o kurum desteklenmiş olacaktır. Böyle bir katkıya sebep olmamak için promosyon parası yatar yatmaz çekilmeli ve daha önce belirttiğimiz şekilde sarf edilmeli, infak yolunda tasadduk edilmelidir.
Fakire Geçen Para Nasıl Helâle Dönüşüyor?
Haram yollarla elde edilen ya da bu şekilde ulaşan paranın tasadduku konusunda genellikle, “Benim kullanmam caiz değilse fakirin kullanması nasıl caiz oluyor?” sorusu akla takılıyor. Öncelikle, “Mülkün değişmesi aynın (belirli mal) değişmesidir” kabulünün, Hanefî mezhebinde genel bir kaide olduğunu hatırlatmamız gerekiyor.
Söz gelimi şarap satan birinin elde ettiği parayı gidip ticaret için kullanması ya da bozdurması, bozan kişinin kendi işlerinde kullanması örneği üzerinden düşündüğümüz takdirde, konu daha anlaşılır bir boyut kazanmaktadır. Yani haramlık paranın kendisinde değil, şahsın elinde bulunma durumuyla ilgilidir. Dolayısıyla başka bir mülkiyete intikal ettiğinde, bir başkasına ait olduğunda artık o kişinin kullanımında bir sakınca olmamaktadır.
Nitekim Berîre (Radıyallâhu Anhâ)ya tasadduk edilen bir etten, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ikrâm edilmiş ve (etin menşeini, yani sadaka olduğunu öğrenen) Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Bu ona sadaka, bize ise hediyedir” buyurmuştur. [Buhârî, Zekât 62, Hibe 5; Müslim, Zekât 170, (1074); Ebû Dâvud, Zekât 30, (1655).]
Buna göre; sadaka verilmesi caiz olmayan Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz, Berîre (Radıyallâhu Anhâ) validemiz için sadaka niteliği taşıyan etten kendisine yapılan ikramı kabul etmiş ve mülkiyetin değişmesiyle aynın değişeceğini de açıkça beyan buyurmuştur.
Promosyon Parasıyla Vergi ya da Sigorta Poliçesi Ödenebilir mi?
Bu konuda ana kural, geride de zikrettiğimiz gibi, “Elde edilen haram paradan kişinin menfaatlenmemesi” şeklinde ifade ettiğimiz durumdur. Söz konusu para ile evinin ihtiyacını gören, market alışverişi yapan, faturalarını ödeyen yahut vergi borcu, sigorta poliçesi gibi giderlerini karşılayan kişi de helâl yollardan kazandığı parayla kapatacağı borç ya da giderleri haram yoldan elde edilen parayla kapattığı için menfaat elde etmiş olmaktadır. Bundan dolayı bir kimsenin herhangi borcunu bahsi geçen türden bir parayla kapatması caiz değildir. Detaylıca açıkladığımız gibi, yapılması gereken şey ihtiyaç sahiplerine tasadduk etmektir.
Faizsiz Finans Kurumlarının Verdiği Promosyon Caiz midir?
Fıkhî durumunu gerekçeleriyle beraber açıkladığımız promosyonun hükmü konusunda, veren kurumların yaptığı işlemlerin belirleyici olduğu tespiti meselenin merkezini teşkil etmektedir. Bu sebeple, promosyonu faizsiz bankacılık (finans) yapan kurumların vermesi durumunda hükmün ne olacağı sıklıkla sorulmaktadır.
Şu hayatî noktayı tekrar edelim ki, promosyonun kullanılmasının caiz olmama sebebi kazancı haram olan kurumun verdiği hediye özelliğine sahip olmasından dolayıdır. Promosyonu veren kurum, kazancı haram olan kurumlardan değil de katılım bankaları ve faizsiz finans kurumları gibi müesseselerden biri olursa bu noktada hüküm faizli bankaların ödediği promosyonun hükmüyle aynı olmayacaktır.
Maalesef faizsiz finans kurumları ve katılım bankalarının da bazı muamelelerinde caiz olmayan unsurlara, İslâmî usûllere tam manasıyla riayet edilmeyen bazı işlemlere ve buna bağlı olarak şüpheli gelir kalemlerine rastlanabilmekte, neticede işlemleri şüpheli bir hâl almaktadır. Buna bağlı olarak, mezkûr kurumlardan alınan hediye veya hibeler yahut o kabilden promosyonlar da şüpheli hâle gelmektedir. Hassasiyet sahibi kardeşlerimize tavsiyemiz, almaları durumunda kullanacakları paranın haram olduğuna hükmedemesek de şüphe söz konusu olduğu için, ihtiyaçları da yoksa o paradan menfaatlenmeyip ihtiyaç sahiplerine tasadduk etmeleridir.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin