بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ
حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ إِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَأَنْ تَس
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.(Maide Sûresi 3.Âyet-i Kerime)
Sigara insanımızın ağzından bir an bile düşmediği gibi gündemimizden de düşmüyor. Asırlardır süren tütün haram mıdır helal midir / sigara haram mıdır helal midir tartışmalarını bir başka boyuta sürükleyecek yeni bir gelişmeye şahit olduk.
Sidney Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Simon Chapman tarafından ortaya atılan iddiaya göre sigaraların filtrelerinde domuz kanından üretilen hemoglobin maddesi yer alıyor. Bu iddia ile birlikte tabii Domuzu necis kabul eden Müslümanlar ve Yahudiler için bu iddia sigara konusundaki tartışmaların tam göbeğine oturuyor.
Sigara üreticilerinden İmperial Tobacco, Japan Tobacco, gibi sigara üreticileri (diğer üreticiler de yakın zamanda buna benzer açıklamalar yapacaklardır) her ne kadar bunu reddediyor olsalar da, biz sigaranın filtresinde yahut da harmanında, imalatındaki herhangi bir aşamada kesinlikle domuzdan elde edilmiş bir madde vesaire kullanmıyoruz deseler de bu iddia sigara üzerindeki şüpheleri ortadan kaldırmamakta bilakis kat kat arttırmaktadır. Konuyla ilgili yapılabilecek en iyimser değerlendirme sanıyorum sizlerle paylaşacağımız değerlendirmemizin ötesine geçemeyecektir.
Tütünün hükmü, tütün ile sigara arasındaki kerahet farkı bir yana bırakıp filtredeki domuz kanından elde edilmiş bahsi geçen maddenin kullanıldığını kabul ederek bir değerlendirme yapacak olursak Din işleri Yüksek Kurulu Üyeliğinden emekli olmuş olan Prof. Dr. Saim Yeprem’in konuyla ilgili görüşünü ele almamız faydalı olacaktır.
Yeprem; İslam dininin domuz etini haram kıldığını, buna göre, domuz etinin yenmesinin haram olduğunu ancak sigaranın filtresinde domuz kanı bulunmasının dinen bir anlam ifade etmediğini söyledi.
Yeprem, sözlerini şöyle sürdürdü:
”İmam Ebu Yusuf’a göre domuz etinin yenilmesi haramdır. Domuz kanı burada işlemden geçtiği için artık domuz etiyle bir ilgisi kalmamıştır. Yeni gelişmelerle ilgili Kur’an-ı Kerim’de kesin hüküm bulunmadığı takdirde bunu haram kabul etmeyiz. Sigara filtresindeki domuz kanı da yeni bir gelişmedir ve domuz eti yenmesiyle bir ilgisi yoktur.”
Yeprem, ancak bir şeyin dinen haram olmamasının zararlı olmadığı anlamına gelmeyeceğine işaret ederek, ”Sigaranın sağlığa zararlı olduğu bilimsel bir gerçek. Zaten İslam dinine göre de mekruhtur. Dolayısıyla zararı, domuz kanı içermesi açısından değil, sağlık açısındandır” dedi.
Maide Sûresi 3.Âyet-i Kerime Ve En’am Sûresi 145.Âyet-i Kerime’ler ve konuyla ilgili Hadis-i Şerifler [1] gereği bütün mezheblere göre domuzun eti ve ondan elde edilmiş şeylerin tümü, yiyecek olsun olmasın ondan istifade edilerek yapılan her şey kesinlikle haramdır. [2] Bu noktada müctehid ulema sadece domuzun kılından istifade etme konusunda ihtilaf etmişlerdir. İmam Şafii badana fırçası vs… gibi durumlarda, İmam Muhammed ise ayakkabı dikme noktasında domuzun kılından istifade etmenin caiz olacağını bildirmişlerdir. [3]
Sonradan gelen Hanefi fukahası ve Şafii fukahası ise domuz kılı kullanımına cevaz veren müctehidlerinin, bu meselelere cevaz verirken göz önünde bulundurmuş oldukları istisnalarının o zaman ki şartlara binaen hâsıl olmuş zaruretler doğrultusunda olduğunu beyan etmişlerdir. Binaenaleyh mezkûr fukaha; bu zaruretler ortadan kalktığında yani badana ve boya fırçası olarak domuz kılından bu işe daha uygun, ayakkabı dikiminde domuz kılından daha sağlam, bu işe daha uygun suni bir madde kullanılabildiğinde bu hükümlerle artık amel edilemeyeceğini bildirmişlerdir. [4]
Buraya kadar gelmiş olduğumuz noktada şu ifadelerin altını dikkatlice çizmek gerektiği kanaatindeyim. Prof. Dr. Saim YEPREM özellikle şu ifadeyi kullanıyorlar; ”İmam Ebu Yusuf’a göre domuz etinin yenilmesi haramdır. Domuz kanı burada işlemden geçtiği için artık domuz etiyle bir ilgisi kalmamıştır.’’
İmam Ebu Yusuf’a göre haram olan sadece domuzun eti değildir, kılı, tüyü, nasıl boğazlanmış olursa olsun dikkate alınmaksızın derisi ve her yeri, her tarafı kesinlikle haramdır. [5] Binaenaleyh bu büyük müctehidin kavlini sadece ‘’domuz eti’’ ifadesi ile çerçevelemek eksik bir yaklaşım olarak görünmektedir.
Prof. Dr. Saim YEPREM’in bu yaklaşımı yani domuz kanının bir tür işleme tâbi tutularak özelliğini kaybettiğinden ötürü haramiyet içermediği yönündeki yaklaşımı bana gazlı içeceklerdeki alkol meselesini hatırlattı. Deniyordu ki; ‘’gazlı içeceklerde etil alkol kullanılmaktadır fakat kullanım maksadı çözücü görevi görmesidir. Çözücü görevi görmesiyle birlikte de zaten sarhoş edici özelliği ortadan kalkmaktadır. Alkolün haramlığı sarhoş edici olmasından ötürü olması hasebiyle, bu sarhoş edicilik vasfı ortadan kalktığından gazlı içeceklerin bünyesinde barındırdığı bu tip etil alkol, bu gazlı içecekleri kesinlikle haram sınıfına sokmayacaktır.’’
Buna iki şekilde cevap verilebilir;
1) Eğer bir yiyecek yahut da içecekte küpü sarhoş eden bir içecekten yahut da muhtelif şekillerde sarhoş edici yiyecekten herhangi bir miktar bulundurulacaksa bu yiyecek haram olur. Fakat bu içecek yahut da yiyecek kendisini haramlaştıran vasfını reaksiyon yahut da bir tür tepkime sonucu kaybedecek olursa bunu kullanmak zarurete binaen mubah olur. Yani ortada zaruret hali olmaksızın bu şekilde elde edilmiş ürünleri / yiyecekleri / içecekleri kullanmaya ve onlardan istifade etmeye cevaz veren kaviller ve görüşler çok su götürür kaviller olup bu kavillerin usul açısından doyurucu olduklarını söylemek de oldukça zordur.
2) Birinci bölümde ifade ettiğimiz yani yukarıda da izah ettiğimiz üzre çözülerek özelliğini kaybetmiş etil alkolün haramlıktan çıkması kendisini haram eden vasfının ortadan kalkmasıyla olmuştur. Prof. Dr. Saim YEPREM; domuzun etinin sağlık yönünden haram olduğuna vurgu yaparak bu işi sağlığa zararlı olma vasfı ile sınırlandırmışlardır fakat domuzun her parçasının, tüyünün, kılının dahi haramlığı onun yenilmesiyle ya da insan vücuduna zararıyla ilgili değildir. Kısacası domuzun haramlığı bir neden gösterilmeksizin kat’i bir haramlıktır. Bundan ötürü domuz diğer hayvanlardan ve diğer haramlardan ayrılarak Necis-ül Âyn olarak anılmıştır.
Birilerinin domuz etinin ve kendisinden elde edilerek imal edilen yiyecek ve içeceklerin şu veya bu sebepten dolayı haram olacağı yönündeki bir takım nakilleri, yorumları ve yaklaşımları, ALLAH Teala’nın hınzırın etini, yağını ve her şeyini haram edişindeki hikmetleri araştırıp beyan etmesi, kat’i hüküm olarak naklen sabit olan bu haramiyetin, haram edilişine sebep teşkil etmesi açısından bir bağlayıcılığı olmayacaktır.
Hal böyle olunca domuzdan elde edilmiş herhangi bir mamul yahut da maddenin tepkime, reaksiyon gibi işlemlerle özelliğinin değişmesi, vurgulanmış olan bir keraheti ortadan kaldırmış olmadığından, daha doğrusu ortada onu haram eden bir vasıf bildirilmemiş olduğundan bu kimyasal işlemlerin yapılmış olması ya da olmaması hiçbir şey ifade etmeyecektir.
Hülasa; bu tür uygulamalarla (kimyasal işlemlerle) domuzdan elde edilmiş herhangi bir maddeden ya da yenilecek olsun içilecek olsun gereç olarak yararlanılacak olsun herhangi bir şeyin kullanımının ancak ve ancak zaruret kaydıyla birlikte kullanımına cevaz vermek, usul, vicdan açısından ve vakıaya bağlı kalma açısından en doğru tavır olacaktır. Bu tavrın ötesindeki tavırlar ise ciddi şüphe ve tartışmaları beraberinde getirecektir.
Sözlerimizi noktalarken bu ifadeye temas etmeden geçmeyelim…
”Yeni gelişmelerle ilgili Kur’an-ı Kerim’de kesin hüküm bulunmadığı takdirde bunu haram kabul etmeyiz.”
İlk etapta Sayın YEPREM’in bu ifadesinin yuvarlak bir ifade olduğu söylenebilir, bu ifadenin getirileri ve götürüleri ise başka sefere…
DİPNOTLAR
[1] Muvatta, Kelâm 4, (2, 985) – Kütüb-i Sitte Cilt 16, Hadis Şerif 5925 s393Buhârî, Büyû 112, Meğâzî 50; Müslim, Müsâkât 71 (1581); Ebu Dâvud, Büyû 66 (3486); Tirmizî, Büyû 93, (7, 309-310); İbnu Mâce, Ticarât 11, (2167) – Kütüb-i Sitte Cilt 3, Hadis Şerif 215 s26
Ebu Dâvud, Büyû 66 (3488) – Kütüb-i Sitte Cilt 3, Hadis Şerif 217 s28)
[2] İbn Rüşd Kadı Ebu’l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/387. Etime Ve Eşribe Ba’bı
[3] Redd-ul Muhtar Ale’d Durr-ul Muhtar – İbn-i Âbidin Fasit Satış Bahsi / Haramlar – Helaller Bahsi – Necasetler Bahsi
[4] Redd-ul Muhtar Ala’d Durr-ul Muhtar – İbn-i Âbidin Haramlar – Helaller Bahsi – Necasetler Bahsi Bkn. Âllame Makdisi’nin görüşü.
[5] el-Mebsut / İmam Serahsi
Y.K.
DEĞİRMENDERE
03.04.2010 / 17:10
Yorum
Yani şimdi filtreli sigaraları kullanmamakmı gerekiyor?
Yorum Ekleyin