Abdullah ibnü Ömer (Radıyallâhu Anhumâ)dan rivâyet olunduğuna göre Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kadın, mahremi olmadan sefere çıkmasın. Mahremi olmadan yabancı bir adam onun yanına girmesin.”[1]
Yine İmam Müslim (Rahimehullâh)ın es-Sahîhinde kayıtlı bulunan, Abdullah ibnü Abbas (Radıyallâhu Anhumâ)nın rivâyet ettiği benzer bir hadîs-i şerîfe göre Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sakın bir kadın mahremi olmaksızın bir erkekle baş başa kalmasın. Ve mahremi olmadan sefere çıkmasın…”[2]
Âlimler, nakletmiş olduğumuz hadîs-i şerîflerin izahında, hadîs-i şerîfin hükmü açısından, yabancı bir kadınla erkeğin baş başa kalmalarının yasak olduğu konusunda herhangi bir tereddüt olmadığını belirtmişler ve bu hususta ulema arasında hiçbir hilâf bulunmadığını da ifade etmişlerdir.
İmam Nevevî (Rahimehullâh) bu hadîs-i şerîfin şerhinde, “Ashâbımız şöyle demiştir” diye kaydettikten sonra şunları beyan etmiştir:
“Kadının yabancı erkekle baş başa kalmasının haramlığına namazda veya başka bir hâlde bulunmalarının herhangi bir tesiri yoktur; her türlüsü haramdır. Ancak zaruret durumları müstesnadır. Mesela yolda yaralı bir kadın görse, onu o hâlde terk etmesi doğru olmaz. Yalnız dahi olsa onu korumalı ve gereken yardımı yapmalıdır.”[3]
Bu hadîs-i şerîflerden ve aynı manayı içeren hadîs-i şerîflerden anlaşılan şey, bir kadın ya da erkeğin kendilerine haram olan kimselerle bir başkasının bulunmadığı kapalı kapılar ardında bir arada bulunmalarıdır. Buna “Halvet” denilir. Burada sürenin uzun olması ve kısa olmasının pratikte farkı varsa da hüküm bakımından kısa süreli olması da “Haram” hükmünün dışında değildir.
Bu konu oldukça mühimdir ve nikâhın sona ermesinin ardından söz konusu olacak hükümler de halvetin gerçekleşip gerçekleşmemesine göre belirlenir. Bu bağlamda Nisâ Sûresi’nin 21. âyet-i kerimesinin hükmünün, yalnızca cinsel ilişki olarak değil; kapalı kapılar ardında baş başa kalma durumunda da geçerli olacağı belirtilmiştir.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in: “Bir kadınla bir erkek bir yerde baş başa kaldıklarında üçüncüsü şeytandır.”[4] hadîs-i şerîfi de konuyu en net şekilde ortaya koyan apaçık bir delildir.
İman ve akıl sahibi olan kimselere tüm bu deliller kâfi gelir…
Dipnotlar
[1] Müslim, “Hac”, No.3322
[2] Müslim, “Hac”, No.336
[3] Buraya kadar olan kısım, bazı küçük değişikliklerle, İsmailağa Fıkıh Kurulu’nun “Helâller ve Haramlar” adlı eserinin 230-231. sayfalarından alıntılanmıştır.
[4] Ahmed ibnü Hanbel, el-Müsned, I/227, III/339
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin