Ecdadımız Osmanlı’nın, Hazreti Peygamber Sallâllâhu Aleyhi ve Selleme verdiği değerin tezahürü olan; manevî, tarihî ve mimarî özelliklerine dair malûmata buradan ulaşabileceğiniz Hırka-i Şerîf Camii, günümüzde kurrâlar yetiştiren Şeyhü’l-Kurrâ Çaykaralı (Baltacılı Köyü’nden) Ali Şahin Hoca Efendiyle buluşması açısından farklı bir hususiyet daha kazanmış oldu.
“Bu mübarek cami-i şerifin mevcut özellikleri üzerine daha ne katılabilir ki” şeklindeki soru, cevabını en güzel şekilde bulmuş durumda. Kesintisiz Kur’ân-ı Kerîm okunan camide, Ramazân-ı Şerîf vesilesiyle defalarca mukabele okunuyor.
Farklı Kıraat Uygulamalı Gelenek Yıllardır Sürdürülüyor
Şeyhü’l-Kurrâ Ali Şahin Hoca Efendinin riyasetinde başlatılmış olan, farklı kıraatlere göre hatimle terâvîh namazı tatbikatı yıllardır özenle sürdürülüyor. Hoca Efendinin Hırka-i Şerîf Camii’nde göreve başlamasına dek Mihrimah Sultan Camii’nde; 2016’da Kırâat-i ibn Âmir, rivâyet-i Hişâm; 2017’de İbn Kesîr kıraati; 2018’de Kırâat-i Kisâî, Rivâyet-i Ebü’l-Hâris üzere kıldırılan teravih namazı bu yıl İmam Ebû Amr‘ın kıraatinin Sûsî rivayetine göre kıldırılıyor.
Günümüzde iletişim araçlarının yaygınlaşması hasebiyle diğer kıraatleri komple hatim olarak dinleyebilmek mümkün fakat canlı dinleyebilmek neredeyse imkân dâhilinde olmayan bir iş. Bu sebeple, sözünü ettiğimiz farklı kıraat uygulamalarının kaçırılmaması gereken birer fırsat olduğu kanaatindeyiz.
Aynı Uygulama Mihrimâh Sultan Camii’nde de Devam Ediyor
Geçtiğimiz yıllarda Edirnekapı Mihrimâh Sultan Camii’nde şahit olduğumuz tatbikat, Hırka-i Şerîf Camii’ndeki uygulamaya paralel şekilde sürdürülüyor. İmam Hatipler Âdem Küçük ve İbrahim Hakkı Bilgin Hoca Efendilerin yanı sıra seçkin kârîlerin mihrabı süslediği namazlar büyük bir manevî heyecanla eda ediliyor. Bu muazzez camide Terâvîh Namazı, Kisâî Kıraatinin Dûrî rivayetine göre eda ediliyor.
Terâvîhten Teheccüde Taşınan Hususiyet
Kur’ân-ı Kerîm ile süslenen bu iki camide terâvîh namazında gördüğümüz uygulama, ilân edilen zaman aralığında teheccüd namazında da sürdürülmektedir. Geçtiğimiz sene Mihrimâh Sultan Camii’nde Ramazân-ı Şerîf’in son on gününde kıldırılan teheccüd namazı, Hırka-i Şerîf Camii’nde Ramazân-ı Şerîf’in ilk gecesinden itibaren kıldırılmaya başlanmıştı. Bu konuyla ilgili duyurular ilk terâvîhle beraber muhtemelen yapılacaktır. Bu uygulamalar vesilesiyle katılımcılar, Kadir Gecesi’ne muhakkak tevafuk etmiş geceyi ihyâya muvaffak kılınmış olacaklardır.
İmam Dûrî ve Hususiyetleri
Künyesiyle beraber tam adı Ebû Ömer Hafs ibni Ömer ed-Dûrî olan bu zâtın en büyük hususiyeti, on kıraat imamının önde gelen ikişer râvîsini kapsayan senede bağlı ilmî sistem içerisinde iki imamın birden râvîsi olmakla şereflenmiş tek zât olmasıdır. İmam Ebû Amr’ın ilk, İmam Kisâî’nin ise ikinci râvîsidir.
Râvîsi bulunduğu imamların kıraatinin yanı sıra; Âsım, Hamza ve Nâfi‘ Rahimehumullâhın kıraatlerinde de imamlık vasfını hâiz olan ed-Dûrî Rahimehullâh, 150 senesinde Bağdat’ta doğdu. O devirde bölgede yaşayan büyük âlimlerin rahle-i tedrisatından geçti. Kıraat rivâyetlerini toplamaya yönelik iştiyakı, -hüsn-i zannımız odur ki- bu ilimde kıyamete dek “imam” olarak anılmasına vesile oldu. Hadis alanında, rivâyetleri Kütüb-i Sitte musannifleri tarafından zaptedilen büyük bir muhaddis olarak kayda geçti. Kıraati, Ebü’z-Za‘ra ve İbn Farah yoluyla iki tarikten gelen İmam ed-Dûrî uzunca bir hayat yaşadığından sayısız âlim kendisinden istifade imkânı bulmuştur.
Uzun bir ömür (yaklaşık yüz sene) yaşamış olması sebebiyle çok sayıda âlim ve karî kendisinden istifade etmiş ve bu vesileyle kıraati ciddi oranda yayılmıştır. Kaleme aldığı birçok eserden bahsedilse de günümüze sadece, Peygamber Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi ve Sellemin Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan bazı kelimeleri okuyuşuna dair malûmatı kaydettiği Kırââtü’n-Nebî adlı eseri ulaşabilmiştir. İmam Dûrî Rahimehullâh, 248 senesinde vefat etmiştir.
Melekler Tarafından Kuşatılan Halkalar ve Cemaatler
Hizmetlerini özetlemeye çalıştığımız Kurrâ’nın Cumhuriyet Türkiye’sinde yapmakta olduğu şu faaliyetler, ehli tarafından takdir edilse ve gıpta ile karşılansa da insanların çoğu bundan habersizdir. Biz inanıyoruz ki, bu hizmetleri yürütenlerin gerek ders gerekse mukabele halkaları ve namaz cemaatleri, hadîs-i şerîflerde meleklerin kuşatıp rahmet yağdırdığı, Allah Teâlâ’nın örnek gösterdiği topluluklar arasındadır. Sözlerimize son verirken Mevlâ Teâlâ’dan niyazımız, bu hizmetlerin ziyadesiyle daim olmasıdır.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin