Varsın birileri Kur’ân kıssalarını ve hususan Musa-Hızır Aleyhimesselâm kıssasını demitolojizasyona tâbî tutsun, varsın yok saysın yahut da inkâr etsin. Bu görüşlerden hiçbir netice hâsıl olmaz. Olsa olsa, iddialarıyla beraber buruşturularak tarihin çöplüğüne atılacakları vakte kadar akademilerde, sempozyum ve panellerde arz-ı endam eden türedi tipler ve televizyonların sunî gündemlerine malzeme olup boy gösteren canlı yayın figüranları hâsıl olur.
…
Günlerden bir gün Musa Aleyhisselâm, sorulan bir suale karşılık, kendisinden daha bilgili bir kimse olmadığı cevabını verir. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona Hızır Aleyhisselâmın varlığını bildirir ve yardımcısı olan gençle beraber yanlarına ölü bir balık alıp iki denizin birleştiği yere gitmelerini ve balığın canlanarak denize daldığı yerde Hızır Aleyhisselâm ile karşılaşacaklarını vahyeder.
Muazzez yolcularımız istirahate çekilip kısa bir süre uykuya dalarlar. Bu sırada balık da canlanıp suya atlar. Musa Aleyhisselâmın yardımcısı olan Yuşa Aleyhisselâm durumu fark eder fakat zühul sebebiyle Musa Aleyhisselâma haber vermekten geri durur. Bu şekilde epeyce yol kat ederler. Yuşa Aleyhisselâmın durumu hatırlayıp Musa Aleyhisselâmı haberdar etmesi üzerine, balığı kaybettikleri yere döner ve Hızır Aleyhisselâma mülâki olurlar. Özetle aktardığımız seyr ü sefer esnasında pek çok mucize de izhar olur.
Musa Aleyhisselâm, Hızır Aleyhisselâmdan istifade etme niyetindedir; birlikte yola koyulurlar. Hızır Aleyhisselâm ona, yolculuğun çetin geçeceğini ve karşılaşacağı bazı durumlara sabretmesi gerektiğini belirtir…
Hızır Aleyhisselâm yolculuk boyunca, evvelâ bindikleri gemiyi deler. Daha sonra -ileride detaylarını aktaracağımız üzere- bir çocuğu öldürür ve son olarak da zalim bir topluluğun yıkılmak üzere olan duvarını sağlamlaştırır. Musa Aleyhisselâm gördüklerini anlama ve anlamlandırma konusunda son derece zorlanır; 3. hadisenin sonunda da artık iyiden iyiye kabullenemez hâle gelir ve birliktelikleri son bulur…
Hızır Aleyhisselâm Hakkında Bazı Suallerin Cevabı
Hazreti Musa ve Hazreti Hızır Aleyhimesselâmın Kehf Sûresi’nde geçen kıssası, Hızır Aleyhisselâmın şahsiyeti ve hüviyeti başta olmak üzere, birkaç cihetten irdelenir. Konumuza geçmeden evvel, Hızır Aleyhisselâma dair sorulan temel sualleri kısaca cevaplandırmaya çalışalım…
1- Hızır Aleyhisselâm veli midir, peygamber midir, yoksa bir melek mi?
Bu konuda ihtilâf vaki olmuşsa da, cumhurun kanaati onun veli olduğu yönündedir.
2- Hızır Aleyhisselâm Hâlâ Sağ mıdır?
Hızır Aleyhisselâmın hicrî 1. asrın sonuna kadar sağ olduğu hususu genel olarak kabul görmüştür. Hâlâ sağ olup olmadığı konusunda ise ihtilâf edilmiştir. Cumhurun kanaati, sağ olduğu ve kıyamete kadar da yaşayacağı yönündedir.
Peygamber Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi ve Sellemin, içerisinde bulundukları zaman diliminden itibaren yeryüzünde yaşayanlardan bir asır sonraya hiç kimsenin kalmayacağını bildirdiği hadis-i şerif, Hızır Aleyhisselâmın vefat ettiğini savunanların delilidir. Aksini savunanlar ise Hızır Aleyhisselâmı bir tür ruhanî hayat yaşadığı gerekçesiyle hadis-i şerifteki “yeryüzünde yaşayanlar” kaydının dışında tutmuş, yani istisna etmişlerdir.
Onun vefat ettiğini savunanlar, “Peygamber Efendimiz Sallâllâhu Aleyhi ve Sellemin taziyesine gelirdi” iddiasını öne sürerken; hayatta olduğunu savunanlar ise taziyeye geldiğine yönelik -sıhhat yönünden zafiyet içermediğini düşündükleri- rivayetleri delil getirmek suretiyle şüpheleri izale edip işkalleri gidermeye çalışmışlardır.
Hızır Aleyhisselâmla karşılaşıp görüştüğünü belirten ulema ve suleha, hem kemiyet yönünden hem de keyfiyet yönünden, yalanlanabilmesi kabil olmayan bir dereceye tekabül etmektedir. Dolayısıyla onun sağ olup kıyamete kadar yaşayacağı yönündeki görüş, tercihe şayan görüş olarak tereddütsüz öne sürülebilir.
3- Kıyamete Yakın Deccâl’in Tahribatına Maruz Kalacağı Doğru mudur?
Bu konu bazı tefsir ve tarih kitaplarımızda geçmektedir. Onun Deccâl tarafından öldürülüp diriltileceğine dair haberlerden bazılarının mevzu, bazılarının ise ciddi derecede zayıf olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu haberlerin Hızır Aleyhisselâmın uzun ömürlü oluşunun hikmetleriyle beraber ele alınması durumunda, kıyamet alâmetleriyle ilgili genel anlatımda eksik kalan bazı noktaların tamamlanacağı da göz önüne alınmalıdır. Her ne kadar ihbarî bir durum söz konusu olduğundan, rivayetlerde sıhhat açısından kuvvet aranması anlaşılabilir olsa da, bu bağlantıyı göz ardı etmemekte -tutarlılık ve anlatımı itmam eyleme açısından- fayda vardır.
Hazreti Musa Aleyhisselâmın Öldürdüğü Çocuğun Yaşı ve Evsafı
Kıraat vecihlerinin dikkate alınmasından veya bazı kelimelerin farklı şekillerde anlaşılmaya müsait yapısından kaynaklanan meallendirmelere göre, Hızır Aleyhisselâmın öldürdüğü şahıs; akıl-baliğ, ailesini küfre sürükleyebilecek kadar kâfir-zındık, aldatabilecek kadar aldatıcı, saptırabilecek kadar da saptırıcı bir gençtir. Bu görüş zayıf bir görüş olup kabul edilmesi durumunda Hızır Aleyhisselâmın yaptığı iş, meşrû bir katil hâdisesi olarak değerlendirilebilecektir.
Cumhura göre ise, öldürülen şahıs henüz çocuk yaşlarda bulunan küçük biridir. Arkadaşlarıyla oynadığı sırada, Hızır Aleyhisselâm tarafından yakalanarak boynu bükülmek (kafasına taşla vurulmak yahut da boğazı kesilmek) suretiyle öldürülmüştür. Ne şekilde öldürüldüğü hususunda, zikredilen ilk görüş doğruya daha yakın görülmüştür.
Çocuğun Öldürülmesinden Sonra Gelişen Hâdiseler
Rivâyet tefsirlerinin haber hazinesinden süzülen bilgilere göre, Allah Teâlâ bu aileye aralarından aldığı evlattan daha sevimli ve onun cinsiyetinin aksine erkek değil, bir kız evlat bahşetmiştir. Hatta annenin bu kız evlada, Hızır Aleyhisselâmın çocuğu öldürdüğü sıralarda hamile olduğu da zikredilmiştir.
Allah Teâlâ’nın lütfetmiş olduğu bu evlât, ahlâkî güzelliklerinin yanı sıra, fiziksel olarak da güzel bir evlattı. Yunus Aleyhisselâma yetişti ve peygamberlerden biriyle evlendi. Bu evlilik neticesinde, ileride nübüvvetle müjdelenen bir ya da iki çocuğu doğdu. Bu peygamberler eliyle ümmet ya da ümmetler kurtuluşa erdi. Yine bu peygamber ya da peygamberlerin neslinden de peygamberler gelmeye devam etti ve böylece mübarek bir nesil bereketi, nübüvvet zinciri hâsıl oldu…
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin