Devlet Bahçeli’nin dahli ve Alaattin Çakıcı’nın tahliyesiyle yeraltı hesaplarının gözden geçirimi gereği yurt dışına çıkması istenilip şartlar uygun olduğunda dönüşüne vize verileceği vaat edilen fakat Kosova’ya gittikten sonra yakalanması yönünde girişimlerde bulunulunca aldatıldığını düşünen Sedat Peker’in iddiaları gündemi sarsmaya devam ederken, sonunun ne olacağı da farklı açılardan tahminlerle değerlendiriliyor. Bu değerlendirmelerden biri de Abdullah Çiftçi’ye ait. Tahminleri ise şu yönde:
“Reza Zarrab’a ne olduysa o olur! Peker’i Dubai’den Türkiye’ye vermezler; İngiltere almaz, Avrupa’da hiçbir ülke almaz, Dubai de daha fazla tutmaz. Şimdilik tutuyor ama konuşacakları bittiğinde, Amerika’nın uyuşturucu dairesi sorgulamak üzere onu alır ve Reza Zarrab’da olduğu gibi orada da bir pazarlık süreci başlar. Bu işin öyle bir sonla bitmesini bekliyorum.
Bundan farklı olarak, Sedat Peker ve ekibinin gelecek yıllarda Türkiye’de bir iktidar değişikliği yaşanabileceği ve paşa paşa dönebilecekleri bir ortam doğabileceği yönünde düşünce ve beklentileri olabilir. Ben bunlar yaşanmadan öncelikle Amerika’ya götürüleceğini zannediyorum. Altını çizerek ifade etmek isterim ki; bu benim kanaatim, zannımdır; ‘kesin olarak böyle olacak’ demiyorum.
Bunu, ABD’nin bu alanda, geçmişte Afro-Avrasaya’da nasıl hareket ettiğine bakarak söylüyorum. Zira biz onların geçmişte ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. Bu süreçte Türkiye’nin iç kamuoyunda dikkatli olması, “Benim suçlum daha iyidir” falan gibi bir anlayışa asla ve kata kapılmaması lazım çünkü bu millet bu tür işlerden bıktı!
Bir tarafta kovidin baskısıyla geçim sıkıntısı, bir tarafta sağlığımızın ileride ne olacağına dair problemler, diğer tarafta psikolojik olarak bunalmış bir millet var. Şimdi de çıktı on-on beş milyon kişiyi etkileyen bir şahıs var…
Bu şahsın iddialarının devletimizi ve Kıbrıs’ı ilgilendiren yanları var. Devlete bağlamak istedikleri yerler var ama bu tutmayacaktır. Devletin bu noktada güçlü olduğunu, 93’yeki terör kargaşası gibi bir kargaşanın içerisine girmeyeceğini, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi sahnelerin tekrarlanmayacağını, bu kez bu işe erken uyanıldığını düşünüyor, öyle varsayıyorum. Eğer bu işte gerçekten uyanılmışsa, iddialar üzerine gidilmesi gerektiğini ve bunların tamamı aydınlatılarak kamuoyunun zihninde uyanan soru işaretleri ve şüphelerin giderilmesi gerektiğini düşünüyorum.”*
*Abdullah Çiftçi, Organize İşler Sedat Peker, 24 Mayıs 2021, 37.26-39.40. dk.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin