- A- Teravih Namazı Nasıl Kılınır?
- B- Teravih Namazı Kaç Rekâttır? Rekât Sayısı Neden Önemlidir?
- C- Teravih Namazı 20 Rekâttır.
- D- İbnü’l-Hümâm’a göre Teravih Namazı 8 Rekât mıdır?
- E- Hazreti Ömer’e Göre Teravih Namazı Bid‘at mıdır?
- F- Teravih Namazının 20 Rekât Olmasının Hikmeti
- G- Hatimle Teravih Namazı
- H- Enderun Usulü Teravih Namazı
Teravih namazı kaç rekat? Teravih namazı 8 rekat kılınabilir mi? Teravih namazı Mekke’deki gibi 10 rekat kılınabilir mi? Teravih namazı Medine’deki gibi 10 rekat kılınabilir mi? Teravih namazı 10 rekat kılınabilir mi? 8 rekat kıldıktan sonra çıkabilir miyiz? 10 rekat kıldıktan sonra çıkabilir miyiz? gibi sıkça sorulan soruların incelendiği makale…
A- Teravih Namazı Nasıl Kılınır?
Teravih, iki rekâtta bir selâm vermek suretiyle yirmi rekât olarak cemaatle kılınması sünnet olan, ramazana mahsus gece namazıdır. Dört, altı ya da sekiz rekâtta bir selâm vermek suretiyle kılınabileceği de ifade edilmektedir. Râfizîler bir de bizim ülkemizdeki seküler zihniyetli kesim dışında reddeden bilinmemektedir!
B- Teravih Namazı Kaç Rekâttır? Rekât Sayısı Neden Önemlidir?
Bu konuda bazı kimselerin, “Kardeşim kaç rekât kılarsan kıl, bunun ne önemi var. Herkes dilediği ya da gücü yettiği kadar kılar; kimi ne ilgilendirir ki?” şeklinde düşündüklerine şahit olabiliyoruz fakat mesele bu şekilde geçiştirilebilecek kadar basit değil!
Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem ramazanı hakkıyla ihya etmenin gündüz saim (oruçlu) ve gece kaim (teravih kılarak) bulunmakla gerçekleşebileceğini beyan ediyor.[1] Geceyi ihyanın ölçüsü; sekiz ya da on kılanların geceyi ihya etmiş sayılıp sayılmayacaklarını, dolayısıyla hadîs-i şerîfte yer alan müjdeye uygun hareket edip etmediklerini tespit açısından önem taşıyor.
“Geceyi ihya” dediğimizde genel olarak yatsı ve sabah namazlarının cemaatle kılınmasını hatırlasak da ramazan gecelerini ihyanın teravih namazı ile mümkün olacağı konusunda icma olduğunu belirtmek gerekiyor.[2]
C- Teravih Namazı 20 Rekâttır.
Teravih namazının rekât sayısı hakkında farklı sayılar verilse de üzerinde icma edilenin “20 rekât” görüşü olduğuna dair nakilleri peşinen hatırlatmak icap eder.
Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin ramazan da dâhil senenin tamamında geceleri 3 rekât vitir ile beraber 11 rekâttan daha fazla gece namazı kılmadığını ifade eden Âişe radıyallahu anha rivayeti[3] senet açısından sahih olsa da 13 rekât gibi daha fazla kıldığına dair gerek Âişe radıyallahu anha validemizden gerekse diğer sahabilerden gelen rivayetlerle[4] birlikte değerlendirilmeye muhtaçtır. Bu durum tıpkı, Âişe radıyallahu anha validemizden, Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin seferden dönüş dışında kuşluk namazı kılmadığına dair gelen rivayetin,[5] normal zamanlarda kıldığını haber veren diğer rivayetlerle birlikte ele alınmasının gereği gibidir. Nitekim Meymûne radıyallahu anha validemizden, Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin (gece 11 rekâttan fazla kıldığını ifade eden) hem 13 rekât gece namazı[6] hem de kuşluk namazı kıldığı rivayeti[7] gelmiştir.
Buna göre; ya Âişe radıyallahu anha validemiz Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin 11 rekâttan fazla kıldığına şahit olmamıştır ya da anlattığı tatbikatlar, senenin tamamını ve son ramazanından önceki ramazan aylarını kapsayan gecelere yönelik mutat durumun anlatımından ibarettir.[8] Nitekim Âişe radıyallahu anha validemiz kendisi de Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin ramazandaki gece namazının senenin sair gecelerine göre daha uzun olduğunu ifade etmektedir. Bu uzunluğu sadece kıraat ve tesbih uzunluğuna hasredebilmek için de başka bir nakle ihtiyaç vardır.[9]
Bazı şarihlerin, Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin 13 rekât gece namazı kıldığı yönündeki, 11 rekâta oranla 2 rekât fazlalık içeren haberleri iki rekât yatsının yahut sabah namazının sünnetiyle telif etmeye çalıştıkları görülmektedir. Bu durum karşısında, sabah namazının sünnetinin ilâvesine yönelik rivayetler için bu telifin mümkün olduğunu fakat yatsı namazının sünnetinin ilâvesine dair değerlendirmenin rivayette yer almayıp şarihlerin bir ihtimal zikrinden ibaret bulunduğunu ifade etmek gerekir. Hülâsa rivayetin delâletinin açık olmadığı, dolayısıyla hüküm sabit olmayacağı tespit edilmelidir.
1-Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin Ramazan Gecesinde Kıldırdığı Namaz Kaç Rekâttı?
Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin ramazanın bitmesine yedi gün kala günaşırı olarak; beş gün ve üç gün kala ashabın gelip kendisine uyduğu hâlde namaz kıldığı sabittir. Ebû Zerr radıyallahu anh rivayetine[10] göre, üç gece kılındığı ve imsak vaktine az bir süre kalıncaya kadar sürdüğü haber verilen namazın rekât sayısı hakkında bir kesinlik olmadığı gibi, Âişe radıyallahu anha validemizden gelen rivayette de kesinlik yoktur.[11] Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin sekiz rekât kıldırdığını ifade eden Câbir ibni Abdillâh radıyallahu anh rivayetinin ise senedi zayıftır. Dolayısıyla bu rivayetle teravih namazı için sekiz rekât ölçüsü sabit olmaz.[12]
“Sekiz rekât” bilgisini içeren ve Câbir ibni Abdillâh radıyallahu anhdan sahih yolla gelen rivayet ise, kendisinin Übey radıyallahu anhdan aldığı bir haber olup Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin arkasında kıldığı namazla ilgili değildir.[13] Bazı şarih ve muhakkiklerin gerek Aişe radıyallahu anhadan gelen gerekse zikretmiş olduğumuz rivayetlerde yer alan “sekiz rekât” kaydını birlikte düşünerek haberin hasen li-ğayrihî derecesine ulaştığını söylemeleri de yeterli değildir. Zira rivayetlerin aynı hâdiseyi ya da aynı gecelerde vuku bulan durumu anlattığını kesin olarak tespit edebilmek mümkün değildir.[14]
2- Peygamber Efendimizin 8 Rekât Kıldırdığını İfade Eden Hadislerin Durumu
Gerek Câbir gerekse Ebû Zerr radıyallahu anhüma rivayetlerinde Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin hücresinde namaz kıldığı ve üç gece boyunca sahabenin de iktida ettiği (uyduğu) bilgisi yer almakta fakat sübut açısından kuvvetli durumda bulunan varyantlarda rekât zikredilmemektedir. Câbir radıyallahu anhdan gelen rivayetlerden birinde 8 rekât kılındığı geçmekteyse de -daha önce de belirttiğimiz üzere- rivayetin senedinde zafiyet bulunmaktadır.
Dolayısıyla, Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin; sahabenin kendisine iktida ettiği, farz-vacib zannedilmemesi için sonradan kıldırmadığı teravih namazlarının 8 rekât olduğu sabit değildir. Bu itibarla, sahabenin de kabul ve tatbikatıyla ayrı bir değer kazanan Abdullah ibni Abbas radıyallahu anhumadan gelen 20 rekât rivayeti değerlendirmeye alınmalıdır.
3- Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin 20 Rekât Kıldırdığı Rivayeti
a) Rivayetin Sıhhat Durumu
Rivayetin zayıf olduğu söylense de cerh edilen ravi ihtilaflı bir ravi olup kendisini tadil edenler de bulunmaktadır. Sahabe-i kiram’ın 20 rekât üzerinde icma etmiş olması da Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin tatbikatının bu şekilde olduğu ihtimalini güçlendirmektedir.[15] Konuya dair detaylı malûmat “Peygamber Efendimiz Teravih Namazını Kaç Rekât Kılmıştır?” başlıklı makalemizde yer almaktadır.
4- Mezhep İmamlarına Göre Teravih Namazının Rekât Sayısı
Hanefî, Mâlikî, Şâfiî, Hanbelî, Zâhirî, Sevrî mezheplerine göre teravih namazı 20 rekâttır. Bununla beraber, İmam Malik’ten bir de 36 rekât görüş vardır.
a) Rekât Sayısını Azaltmak mı Artırmak mı?
Medinelilerin teravih namazını 36 rekât olarak kılmalarının sebebi, Mekkelilerin her tervihada yapma imkânına sahip oldukları tavaf ve buna bağlı namazdan mahrum durumlarıdır. Medineliler bu sebeple Mekkelilerin her tavafına karşılık 4 rekât ilâve etmiş ve teravihi 36 rekât kılmışlardır.
Konuyla ilgilenen kardeşlerimiz, bir kefeye “jet imamlar” arkasında sekiz rekât kılıp kaçmanın hesabını, diğer kefeye Medinelilerin mahrumiyet sebebiyle yaptıkları ilâveyi koymak suretiyle dinî şuur açısından selef ile günümüz Müslüman toplumu arasındaki seviye uçurumunu rahatlıkla tespit edebilirler.
D- İbnü’l-Hümâm’a göre Teravih Namazı 8 Rekât mıdır?
1- Teravihin 8 Rekâtı Sünnet, Geriye Kalanı Müstehab Mıdır?
Fethü’l-Kadîr sahibi Kemaleddin ibnü’l-Hümâm’ın bu kanaatte olduğu doğrudur. Buna mukabil, başta talebeleri olmak üzere sonra gelen ulema onu bu konuda ciddi şekilde tenkit etmiştir.
2- İbnü’l-Hümâm’ın Görüşünü Ulema Nasıl Değerlendirmiştir?
İbnü’l-Hümâm’ın bu konuda delili, daha önce geçmiş olan, Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellemin geceleri 11 rekâttan fazla kılmadığını haber veren Âişe radıyallahu anha rivayetidir. Onlarla ilgili cevaplar daha önce geçtiği için tekrarına gerek duymuyoruz.
E- Hazreti Ömer’e Göre Teravih Namazı Bid‘at mıdır?
Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin bu namazı kıldırdığı sabit olduğundan, cemaatle kılınmasının bid‘at olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Kadim kaynaklarda “teravih” olarak geçmese de “Kıyâm-ı Ramazân” olarak geçtiği bilinmekte, nitekim İmam el-Buhârî rahimehullahın da konu ile ilgili rivayetleri bu başlık altında müstakillen kaydettiği ehlince malûm bir husustur.
1- Hazreti Ömer’in Bid’at Olarak Nitelediği, Teravihin Cemaatle Kılınması mıdır?
Ömer radıyallahu anhın, teravih namazının cemaatle kılınmasını bid‘at olarak nitelendirmiş olması mümkün değildir; zira Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem hayattayken dahi sahabe-i kiram bu namazı cemaatle kıldırmış, hatta Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem onları görmüş ve yaptıklarını güzel bulmuştur.[16] Ömer radıyallahu anhın yaptığı ise Mescid-i Nebevî’de dağınık vaziyette cemaatle teravih kılanları bir araya toplayıp büyük bir cemaat (cemaat-i kübra) hâline getirmiş olmasıdır. Nitekim onun insanları bu şekilde topladığını beyan eden rivayette geçen “evzâ‘un” kelimesinin, namazı kılanların öbekler hâlinde bulunduğuna delâleti açıktır.[17]
F- Teravih Namazının 20 Rekât Olmasının Hikmeti
Teravih namazının 8 rekâtının sünnet, 12’sinin ise müstehap olduğunu savunan İbnü’l-Hümâm’a cevap veren talebesi İbn Emîrü Hâc rahimehullah, 3 rekâtlık vitir namazı da dâhil günlük vacip/farz olan namazların toplamının 20 rekât olduğunu, geceyi kapatan kıyamın da buna mukabil aynı oranda böyle bir hikmetle takdir edildiğini söyler. Doğrusunu bilen Allah Teâlâ’dır.[18]
G- Hatimle Teravih Namazı
Ömer radıyallahu anh döneminden itibaren teravih namazı hatim tertibiyle kılınmış, bu uygulama Osman ve Ali radıyallahu anhuma devirlerinde muhafaza edilmiş ve sonraki nesiller tarafından bugünlere kadar taşınmıştır. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellemin Cebrail aleyhisselam ile arzası göz önüne alınarak bunun aynı zamanda o tatbikata paralel bir tercih olduğu da söylenmiştir. Nitekim Prof. Dr. Orhan Çeker de arzanın teravih yani gece namazında vaki olmuş olabileceği ihtimalini gündeme getirmektedir.
Hasan ibni Ziyâd rahimehullahdan gelen bir rivayete göre Hanefî büyükleri teravih namazının her rekâtında 20 ayet okumayı güzel görmüşlerdir ve bu tatbikat da ramazan sonunda en az bir (hatta iki) hatme tekabül etmektedir.[19]
H- Enderun Usulü Teravih Namazı
“Kur’ân-ı Kerîm’i seslerinizle güzelleştirin” hadis-i şerifi; mehâric-i hurûf ve sıfât-ı hurûfa, tecvid kaidelerine zarar vermemek ve lahn yapmamak kaydıyla makamların cevazına delil getirilmiştir. Nitekim bunda güzel bir düzen ve insicam vardır. Dolayısıyla, bahsettiğimiz kural ve kaideler aşılmadıktan sonra ramazan gibi bir maneviyat mevsiminde gönülleri okşamak hoş ve güzeldir. Zaten bu usulün uygulanacağı mescitler önceden ilân edilmekte, dileyenler bu uygulama için hususi olarak ilgili mescitleri tercih etmektedir.
Muhakkak ki yazılması gereken daha pek çok şey vardır; lâkin biz birçok kaynaktan süzmeye çalıştığımız bu bilgilerle iktifayı tercih etmekteyiz…
Dipnotlar
[1] İbn Mâce, İkāmetu’s-Salât, 173; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 1/191, 195.
[2] İ‘lâü’s-Sünen, 7/66.
[3] Buhârî, Terâvîh, 1; Müslim, Müsâfirûn 125; Ebû Dâvûd, Tatavvu, 26; Tirmizî, Salât, 208; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl, 38; Muvatta‘, Salâtu’l-Leyl, 3; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 6/36, 73.
[4] Ebû Dâvûd, Tatavvu, 26.
[5] Buhârî, Teheccüd, 32; Müslim, Müsâfirûn, 77; Muvatta‘, Sefer, 29; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 6/170, 178, 210, 223.
[6] Buhârî, Cenâiz, 36, Ezan, 161, Vitr, 1, el-Amel fi’s-Salât, 1; Müslim, Müsâfirûn, 182, 186; Ebû Dâvûd, Tatavvu, 26; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl, 9; İbn Mâce, İkāme, 181, Salâtu’l-Leyl, 11; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 1/242, 358.
[7] Buhârî, Vitr, 2; Müslim, Müsâfirûn, 6; Tirmizî, Salât, 326; Ebû Dâvûd, Tatavvu, 26; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl, 9.
Atıf yaptığımız hadîs-i şerîfleri ayrıca İmam Ahmed ibni Hanbel, İbni Ebî Şeybe, Teberânî, Dârekutnî, Ebû Ya‘lâ, Bezzâr, İbni Adiy ve Beyhakî gibi muhaddisler de kaydetmiştir.
[8] Abdülhay el-Leknevî, Tuhfetu’l-Ahyâr, s. 132.
[9] et-Tânevî, İ‘lâü’s-Sünen, 7/81.
[10] Ebû Dâvûd, Ramazan, 1; Tirmizî, Savm, 81; Nesâî, Sehv, 103, Kıyâmu’l-Leyl, 4; İbn Mâce, İkāme, 103; Dârimî, Savm, 54; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 2/160, 163.
[11] Buhârî, Terâvîh, 1.
[12] Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 3/172-173.
[13] Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, 4/440-441; İbn Hibbân, el-İhsân, 6/290-291.
[14] Nitekim yakın dönem araştırmacılardan Nasuriddin el-Albânî’nin böyle bir tavır sergilediği ve bir kısım selefîlerin de aynı yaklaşımı benimsediği görülmektedir.
[15] Konuyla ilgili detaylı malûmat ve tahkikat için bkz. Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, 4/104-105, 6/106-108.
[16] Ebû Dâvûd, Ramazân, 1 (1377). Hadîs-i şerifin, ravilerinden Müslim ibni Hâlid’den dolayı zayıf olduğu söylenmişse de bu zat hakkında ihtilâf edildiği, cerh-tadil ulemasından bazısının kendisini tadil etmiş olduğu göz ardı edilmemelidir.
[17] Buhârî, Terâvîh, 1.
[18] Ebû Dâvûd, Salât, 355, (1468); Nesâî, Salât, 83, (2, 179, 180); İbn Mâce, İkāmet, 176, (1342).
[19] Teravih namazında kıraat ölçüsü hakkında detaylar için bkz. es-Serahsî, el-Mebsût, 2/146; et-Tânevî, İ‘lâü’s-Sünen, 7/73-76.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin