Soru: “Pos makinelerini tamir etmek üzere faizli bankada çalışmanın dini hükmü nedir?”
Cevap: Faiz alıp vermek “Allah alışverişi helal, faizi ise haram kılmıştır.”[1] ayetiyle yasaklanmıştır.
Diğer bir ayette de: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Böyle yapmazsanız, bunun Allah’a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin.”[2] buyurularak faiz alıp vermenin haramlılığı bu ağır ifadelerle ortaya konmuştur.
Buna ilaveten faizli muamelede yazıcılık ve şahitlik yapmak da yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şeriflerinde, faiz alana, verene, yazışmayı yapana ve şahitlerine lanet etmiş ve hepsinin eşit olduğunu söylemiştir.[3]
Bu hadis-i şeriften anlaşıldığı üzere sadece faiz alıp vermek değil, faizli muamelenin yazıcılığını ve şahitliğini yapmak da haramdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu kişilere lanet etmiş ve hepsinin eşit olduğunu söylemiştir.
Kur’ân’da “Allah’a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş” ve Peygamber Efendimiz’in (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) sünnetinde “lanet sebebi” olarak görülen faiz için bu kadar ağır ifadelerin kullanılması, faizin ne kadar büyük bir haram olduğunu göstermektedir.
Görev Alanının Hükme Etkisi
Konuyla ilgili görüş belirten âlimler yukarıdaki hadis doğrultusunda faizli bankada çalışmanın hükmünü, farklı değerlendirmişlerdir.
Buna göre:
- Hadiste ifade edildiği üzere faizli muameleyi icra eden, yazışmasını ve şahitliğini yapan kimselerin yaptığı işlem haram olup bu vazifeyi icra etmeleri caiz değildir. Bu vazifeden alınan maaş da haramdır. Bu konuda ihtilaf yoktur.
- Bankada çalışıp da faizli muameleyi icra etmeyen, yazıcılığını ve şahitliğini yapmayan (güvenlik görevlisi, şoför, aşçı, temizlikçi, çaycı vb.) kişilerin bankada çalışmasına gelince, bu konuda iki farklı görüş vardır:
- Görüş: Faizle doğrudan alakası olmasa bile haram maldan (:bankanın faizli gelirinden) ücret/maaş alındığı için, bu tür işlerde çalışmak caiz değildir.[4]
- Görüş: Hadiste belirtilenlerin dışında kalan ve faizle doğrudan alakası olmayan bu tür işlerde çalışmak caizdir.[5]
İkinci görüş günümüz şartları göz önünde bulundurulduğunda daha uygun görülmektedir. Çünkü bu kişilerin aldığı paranın haram olduğunu söyleyerek bu işte çalışmalarına izin vermediğimizde, bu kimselere yiyecek ve giyecek gibi helal malları satmanın da haram olduğunu söylememiz gerekecektir. Zira bu kimseler haram maldan maaş almakta ve alışverişlerini bu paralarla yapmaktadırlar. Bu kimselerle alışverişin haram olduğunu söylediğimizde, iktisadi hayatta birçok sıkıntılar yaşanacak ve alışveriş durma noktasına gelecektir. Bunun önüne geçmek için banka işlerinde haram olan muameleyi, hadis-i şerifte bildirilen işlemlerle sınırlı tutmak daha doğru olacaktır.
Nitekim âlimler, haram malların çoğaldığı zamanlarda, bu mallarla alışverişe izin verilmediği takdirde insanların çok büyük sıkıntıya maruz kalacaklarını belirterek, bu mallarla yapılan alışverişlerin cevazına hükmetmişlerdir.[6]
Konu hakkındaki âlimlerin farklı yaklaşımlarını dikkate alarak şunları söyleyebiliriz:
Kişi, faizli bankada pos makinası tamiri gibi faizli muameleyle doğrudan alakası olmayan bir vazifede bulunuyorsa, bu vazifeyi ancak, işten ayrıldığı takdirde ekonomik olarak veya yeni bir iş bulma konusunda ciddi sıkıntılara maruz kalacaksa sürdürmelidir. Aksi takdirde kazancı daha düşük olsa bile başka işler aramalı ve ilk fırsatta bankadaki işinden ayrılmalıdır. Çünkü kazandığı bu para en nihayetinde şüpheli olup temiz değildir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Helâl bellidir, haram da bellidir. Bu ikisi arasında bir takım şüpheli şeyler vardır ki, insanları çoğu onları bilmez. Şüpheli şeylerden sakınan, dinini ve ırzını korumuş olur. Onları işleyen, bir korunun yakınında hayvanını güden bir çoban gibidir, ihtimaldir ki yasak bölgeye düşebilir.”[7]
En doğrusunu Allah bilir.
Abdülkadir Yılmaz – Orhan Ençakar
Dipnotlar
[1] Bakara Sûresi, 2/275
[2] Bakara Sûresi, 2/278-79
[3] Hadis için bkz. Müslim, 1598; Ebû Dâvûd, 3333; Tirmizî, 1206; Nesâî, 5104; İbnü Mâce, 2277; İbnü Hibbân, 5025; Ahmed ibnü Hanbel, el-Müsned, 635, 3737, 14263
[4] Bkz. Takî el-Osmânî, Tekmiletu Fethi’l-Mülhim Şerhu Sahih Müslim, I, 388-89
[5] Bkz. Halid Seyfullah er-Rahmânî, Nevâzil Fıkhiyye Muâsıra, (nşr. IFA Publications, 1431/2010) I, 470.
[6] Fakihler bu hükümden, haram malın önceden teslim edilmesi veya bizzat işaretle tayin edilmesi durumları istisna etmişler ve bu iki durumda alınan paranın temiz olmadığı ve tasadduk edilmesi gerektiğini söylemişlerdir. Bkz. el-Velvâlicî, el-Fetavâ el-Velvâliciyye, III, 223.
[7] Buhârî, 52, Müslim, 1599
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin