Nebî Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Teravih Namazı’nı YİRMİ Rek’at Olarak Kıldı Ya da Kıldırdı Mı?
…
Bir de bunlardan başka İbn Ebî Şeybe’nin Musannef’inde Taberânî’nin Mu’-cem’inde Beyhakî’nin Süneni Kübrâ’sında İbrahim b. Osman’dan rivayet ettiği İbn Abbâs hadisi vardır ki, bu hadiste İbn Abbas, “Hz. Peygamberin ramazanda vitrden başka yirmi rekat namaz kıldığını”[1] söylemektedir. Ancak İbrahim b. Osman hadis alimleri tarafından tenkid edildiği için bu hadisin zayıflığı ve delil niteliği taşımadığı iddia edilmiştir. İbn Abdi’l-Ber’de Hz. Osman zamanında teravihin üçü vitr olmak üzere yirmi üç rekat olarak kılındığını rivayet etmektedir. [2]
Teravihi Resûl-i Ekrem efendimizin yirmi rekat olarak kıldıkları da İbn Abbâs’tan rivayet edilmiştir. Her ne kadar bu haber senedinde görülen zayıflıktan dolayı hadis âlimleri tarafından tenkit edilmişse de zayıflığını giderecek sahabî tatbikatı gibi bir takım destekleyici rivayetler de mevcuttur. Bu hadisin zayıflığı, senedinde İbrahim b. Osman el-Absî’nin bulunmasından ileri gelmektedir. Bu zatın rivayet sahasındaki yeri bellidir. Kendisi Kûfe’lidir. Vâsıfta kadılık etmiştir, dayısı Hakem b. Uteybe’den Ebû İshak’tan ve bu tabakaya dahil olan pek çok hadis ricalinden rivayeti vardır. Dayısı ve şeyhi olan Hakem b. Uteybe İbrahim-i Nehaî’nin taraftarlarından ve en güvenilir fıkıh âlimlerindendir. Ebû Ubeyd’den, Abdullah b. Şeddâd’dan Ebû Vâil’den, İbn Ebî Leylâ’dan rivayette bulunan ehl-i sünnet mensubu ve muttaki bir alimdir. Kendisinden Mansûr, A’meş, Ebû Avâne, Şu’be gibi hadis imamları rivayette bulunmuşlardır. İnsan böyle bir şeyhin şu saydığımız talebeleri arasında rivayetinden korkulacak derecede zayıf bir zâtın bulunmasına hiç ihtimal veremiyor.
Sonra İbrahim b. Osman’ın kâtibi ve râvisi Yezîd b. Harun’dur. Bu da kendi şeyhinin son derece âdil bir kadı olduğunu söylemiştir. Binaenaleyh İbrahim b. Osman’ın zayıf olduğunu iddia edenler Yahya b. Ma’în’in Buhârî’nin tenkitlerine, Nesaî’nin metrukü’l-hadis dediğine kulak verdikleri kadar en yakın râvisinin şehâdetine de kulak vermeleri icab ederdi. Zehebî Tezkiratu’l-huffâz’da Yezîd’in, senedleriyle birlikte yirmi dört bin hadisi ezberden okuduğunu ve kırk bu kadar sene akşam namazının abdestiyle sabah namazı kıldığını söyleyerek takvasını, hafızasının kuvvetini ortaya koymaktadır. Bu derece dürüst ve sağlam olan şeyhinin hâlini herkesten iyi bilmesi icab eden bir zâtın, kendi şeyhinin adaleti hakkındaki şehadeti görmezlikten gelinemez. Nitekim nakd-i rical ulemâsından Ebû Ahmed b. Adiy de bu konuda şunları söylemiştir: “İbrahim b. Osman, İbrahim b. Hayve gibi zayıflar zümresinden sayılmamalıdır. Çünkü Ebû Şeybe’nin rivayetleri içinde birçok sahih hadis vardır.” îşte bu gibi, şehâdetler sebebiyle birçok fıkıh âlimi Hz. Peygamberin teravihi yirmi rekat olarak kıldığını ifade eden İbn Abbâs hadisiyle amel etmişlerdir.
İbn Abbas hadisi âlimleri tarafından zayıf görülmüş olabilir. Küçük bir illeti de olsa bunu belirtmek hadis âlimleri için bir hak ve bir görevdir. Fakat hadis âlimleri tarafından her zayıf sayılan hadîs hemen bir tarafa atılamaz. Bilakis bunlardan ümmetin umumî kabulüne mazhar olmak gibi bir üstünlüğü haiz olanları, ilim adamları tarafından tashih edilir. Suyutî Tedribü’r-Râvi’de ilmî bir önemi hâiz olan bu meselenin birçok ilim adamı tarafından bir kaide hâlinde kabul edildiğini bildiriyor.
Nitekim; “ = deniz suyu temizdir, meytesi (Ölüsü) de helâldir” hadisinin senedinde Said b. Seleme bulunduğu için hadis uleması bu hadîsi zayıf saydıkları halde, bu kaideye dayanarak Buhârî bu hadisi sahih kabul etmiştir. Hz. Câbir’in bir dinarın yirmi dört kırata eşitliği hakkındaki hadisi de böyledir. Bu hadiste Müslümanların icmaına bakılarak Abdullah b. el-Mübârek tarafından kabul ve nakledilmiş ve üstad Ebû İshâk’ın da kabulüne mazhar olmuştur.[3]
Şimdi akla şöyle bir soru gelebilir: Daha önce geçen Hz. Âişe hadisinde Hz. Peygamberin gece namazını 8 rekat olarak kıldığı ifade edilmişti. İbn Abbas hadisinde ise 20 rekat olarak kıldığı ifade ediliyor. Gerçekten iddia edildiği gibi Hz. İbn Abbas hadisi sahih ise, o zaman bu iki hadis arasında bir çelişki bulunuyor demektir.
Buna şöyle cevab verilebilir:
Şunu iyi bilmek lazımdır ki bu iki hadis arasında herhangi bir çelişki söz konusu olamaz. Çünkü Hz. Âişe’nin haberi teheccüd namazıyla, İbn Abbâs rivayeti ise, teravih namazıyla ilgilidir. Bunu Hz. Âişe’nin hadisi nakle-dilişinden anlamak mümkündür. Şöyle ki Hz. Âişe’nin râvisi Ebû Seleme b. Abdurrahman ramazan-ı şerifin hususiyetini dikkate alarak ve ramazanda Resûl-i Ekrem’in teheccüd namazının sayısını artıracağını düşünerek Hz. ÂişeMen ramazanda Resûl-i Ekrem’in kıldığı teheccüd namazının sayısını, şeklini sormuş. Hz. Âişe de; “Resûl-i Ekrem (s.a.) ne ramazanda ne de başka gecelerde onbir rekat üzerine ziyade etmemiştir” diye cevab vermiştir. Hz. Âişe hadisinin bu şekilde rivayete edilmesi ve hadisin sonunda Hz. Âişe’nin; “Bu namazın güzelliğinden ve uzunluğundan ne sizin sormanıza ne de benim tasvir ve beyanıma lüzum vardır” demesi de hadis sarihlerinin bildirdiklerine göre, bu hadisin teheccüd namazı ile ilgili olduğuna delâlet eder.
Muvatta Şerhi’nde Bâcî ve daha bazı fıkıh ve hadis âlimleri ise, Âişe hadisinin de teravih namazına ait olduğunu kabul ederek, “Hz. Âişe hadisi Resûl-i Ekrem’in birçok gecelerde kıldıkları teravih namazını, İbn Abbas hadisi ise bazı gecelerde kıldığı teravih namazını ifade etmektedir” diyerek bu iki hadisin arasını uzlaştırmalardır.
Nitekim ramazanın son on gününde Resûl-i Ekrem’in geceleri ibâdet için paçaları sıvayıp daha önceki gecelere nispetle daha çok namaz kıldığı ve ev halkını da buna teşvik ettiği hadis-i şerifte geçmiştir.[4]
Netice: Hz. Peygamberin teravihi yirmi rekat olarak kıldığını ifade eden İbn Abbâs hadisinin sıhhati kabul edilirse bu, Hz. Peygamberin ramazanın son on gecesinde kıldığı teravihlerle ilgilidir. Hz. Âişe hadisi de birçok gecelerde kıldığı teravih namazlarıyla ilgilidir. Yahutta Hz. Âişe hadisi teheccüdle Hz. İbn Abbas hadisi de teravihle ilgilidir.
2. Hz. İbn Abbâs hadisinin zayıf olduğu kabul edilirse, o zaman Hz. Peygamberin teravihi sekiz rekat olarak kıldığı ve sonradan sahabe-i kiram tarafından 12 rekat daha ilave edilerek 20 rekate çıkarıldığı anlaşılır. Bunun ilk 8 rekatı sünnet-i müekkede 12 rekatı de müstehab olduğu halde hepsine birden tağlib yoluyla sünnet-i müekkede denilmiştir.
3. Dört mezheb imam arasında İmam Malik’ten başka teravihin 20 rekatten fazla olduğunu iddia eden olmamıştır.
…
İktibas: Sünen-i Ebu Dâvud Tercüme Ve Şerhi (Şamil Yayınevi / Necati Yeniel & Mehmet Kayapınar)
Dipnotlar:
[1] Nasbu’r-Râye, II, 153.
[2] Aynî, Umdetü’l-Kaarî, II, 127.
[3] Miras, Kâmil; Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, IV, 104-105
[4] Aynı eser, IV, 106-108.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin