Allah’a hamd, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ehl-i beytine ve ashâbına salât-u selâm olsun!
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar –ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık hâlinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah, çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”
“Kendileri için nelerin helâl kılındığını sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helâl kılınmıştır. Allah’ın size öğrettiğinden öğretip avcı hâle getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin), Allah’tan korkun. Allah’ın hesabı pek çabuktur.”[1]
Bu ayet-i kerimelerden de anlaşılacağı üzere dinimiz; insanlar için sadece temiz ve zararsız olan yiyecek ve içecekleri helâl kılmıştır. Bunlara “tayyibât” denir. Pis olan yiyecek ve içecekleri de normal şartlarda haram kılmıştır. Bunlara da; “habîsât” denir.
Büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvanların yetiştirilmesinde bugün batıdan ithal edilmiş yetiştirme metot ve teknoloji sebebiyle beslenmede kullanılan yem rasyonları, inanan insanları rahatsız etmektedir.
Zira yemlerde kan unu gibi dinen haram ve necis kabul edilen şeylerin kullanıldığı bilinmektedir. Bu sebeple bu yazımızda konuya dair bilgi paylaşımında bulunmayı uygun gördük. Meselemizi iki başlıkta ela alacağız;
1. Dinen pis kabul edilen şeylerin hayvanlara yedirilmesi.
2. Dinen pis kabul edilen şeyleri yiyen hayvanların yenilip yenilmemesi.
Dinen Pis Olan Şeylerin Hayvanlara Yedirilmesi
Yukarıda naklettiğimiz ayet-i kerimelerden hareketle, âlimler; hayvan boğazlandığında akıtılan kanın murdar olduğunda, bunların gıda olarak kullanılamayacağında ve herhangi bir yolla da yararlanılamayacağında söz birliği etmişlerdir.[2]
Ahmed b. Ali Ebû Bekir er-Râzî el-Cessâs; bu maddelerin haram kılınışının her türlü yararlanmaya şamil olduğunu söylemiş ve sözlerine şu şekilde devam etmiştir: “Ölmüş hayvan etinden hiç bir suretle yararlanılamaz. Hatta köpeklere ve diğer et yiyenlere dahi yedirilmez. Zira bu da bir nev’i yararlanmadır.[3]
Hazreti Câbir’den (Radıyallâhu Anh) rivayete göre Allah’ın Resulü Mekke’ye gelince iç yağlarını toplayan Hıristiyan asıllılar ona gelerek:
─ Ey Allah’ın Resulü, biz ölmüş ve kokmuş hayvanların iç yağlarını alırız ve sadece deri ve gemi yağlamada kullanırız, ne dersiniz? dediler. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi:
– Allah, Yahudileri katletsin, onlara da yağlar yasak edilince onları sattılar ve parasını yediler.[4]
Bu haram maddeler bizzat yenmeseler dahi, bunlardan başka bir yolla yararlanmak, netice itibariyle yeme sayılmıştır. Bu konuda Yahudilerin kınanma biçimi de bunu göstermektedir.
Şemseddin el-Kurtubî (v.671), ilgili ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle demiştir: “Artık bunlardan ve her türlü murdar şeylerden ne şekilde olursa olsun yararlanmak caiz değildir. Hatta pis suyla ekin sulanamayacağı gibi, hayvan da sulanmaz. Murdar şeyler davarlara yem olarak verilmez. Ölen hayvan, köpeklere ve yırtıcı hayvanlara da verilmez. Ama sahibi vermeksizin hayvan kendisi bunları yerse engel olunmaz. Bu, “Size ölü hayvan… Haram kılındı…” ayet-i kerimesinin zahir olan manasıdır. Hiçbir türlü yararlanma bu hükümden ayrı tutulmamıştır.[5]
Dinen Pis Kabul Edilen Şeyleri Yiyen Hayvanların Yenilip Yenilmemesi
Arapça bir kelime olan “cellâle”; insan ve hayvan pisliği anlamına gelen “cellet” kökünden türetilmiştir. Dinî terim olarak; leş, insan veya hayvan pisliği veyahut da zatı necis olan şeyleri sürekli olarak sade veya karışık yiyerek beslenen ve bu sebeple eti kokan deve, sığır, koyun, keçi emsali eti yenen dört ayaklı evcil hayvanlarla kanatlı evcil hayvanlara denilmektedir.
Cellâlenin eti de sütü de mekruhtur.[6]
İbn Ömer (Radıyallâhu Anhumâ)dan rivayete göre Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) etini ve sütünü yemeyi yasaklamıştır.[7]
Şayet cellâle hayvan tavuk cinsi ise üç gün, koyun ise dört gün, sığır ve deve ise on gün hapsedilir ve bu esnada temiz alafla beslenirse hayvan temizlenmiş olur ve yenmesi helâl olur.[8]
Şemsü’l-Eimme es-Serahsî, el-Mebsut adlı eserinde şöyle demektedir: “Şarap içirilen koyun o saatte kesilse eti yenir. Sütünün de içilmesi caizdir. Zira hayvanın midesine inen şarap, müstehlek olmuştur. Yani bir hükmü kalmamıştır. Binaenaleyh koyunun etine ve sütüne bir tesiri olmaz.”[9]
İbn Nuceym (v.970) el-Bahru’r-Raik isimli eserinde şöyle der: “Şarap içirilen koyunun etini veya sütünü kullanmak mekruh değildir. Ancak etin kokusuna tesir edecek kadar çok içirilmişse, bu etin yenilmesi mekruh olur.”[10]
el-Fetavâl-Hindiyye’de, el-Muhit adlı eserden şöyle nakledilmiştir: “Etin kokusuna tesir edecek kadar çok şarap içmeyi alışkanlık hâline getiren bir hayvanın yenilmesi mekruhtur.
Eğer bu hayvan koyunsa on, sığırsa yirmi, deveyse otuz, tavuksa bir gün bekletilmelidir.”[11]
Şâfiî mezhebine göre de celâllenin yenilmesi mekruhtur. Şâfiî fakihlerinden olan Şeyh Zekeriya el-Ensarî, Esna’l-Matalib adlı eserinde şöyle demiştir: “Cellâle, yediklerinin çoğunluğunu dışkının teşkil ettiği deve, koyun, inek ve tavuk emsali hayvanlardır. Böyle bir hayvan yenilmez. Şayet cellâleye temiz bir yiyecek yedirilirse mekruhluk ortadan kalkar.”[12]
Hanbelî mezhebine göre de cellâle olan hayvanın eti ve sütü yenilmez.[13]
Ülkemizde koyun, keçi, deve ve sığırların yem rasyonlarında kan unu gibi haram olan maddelerin kullanımının kanunen yasak olduğunu bilmekteyiz. Kanatlı hayvanların yem rasyonlarında ise bu tür maddeler, protein amaçlı belli bir oranda kullanılmaktadır. Şu kadar var ki; bu oran yüzde yediyi geçmemektedir. Bunun fazlası, üretici firmaların da işine gelmemektedir. Bu kadar bir oran da hayvanın etinde kokma gibi bir tesir yapmamaktadır. Bu sebeple, bu hayvanlar için cellâle hükmü verilmez. Üreticilerin bu tür gıdaları hayvanlarına yedirmeleri caiz olmasa da tüketicilerin bu hayvanları tüketmeleri caiz olur. Allah Teâlâ, en doğrusunu bilendir.
İsmailağa Fıkıh Kurulu
İktibâs: Hüsamettin Vanlıoğlu, “Kan Unu Gibi NecisŞeylerle Beslenen Eti Yenen Hayvanlar”, Lalegül Dergisi, Sy. 70 (2018/Aralık),s. 44-46.
Dipnotlar
________________________________________________
[1]Mâide Sûresi, 3-4
[2] İbnü’l-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân.
[3] el-Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân.
[4] Ebû Ya‘lâ, Müsned
[5] el-Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân
[6] Zeynuddin ibn Nüceym, el-Bahru’r-Râik
[7] Ebû Dâvûd, “Et’ime”
[8] Ez-Zeyla‘î, Tebyînu’l-Hakâik
[9] es-Serahsî, el-Mebsut
[10] İbn Nüceym, el-Bahru’r-Râik
[11] el-Fetavâl-Hindiyye
[12] Esna’l-Metâlib
[13] İbn Kudâme, el-Mu‘nî
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin