Bilgi, bilginin kaynağı ve haber, felsefenin temel konusu ise haberin ”ne”liği ve niteliği de bu afişte ismi geçen üstadların peşinden gidenlerin filtresi olmalıdır.
Ne yazık ki, felsefeci geçinen ya da marjinallik ayağına yatan bazıları düşüncelerini ve fikirlerini bazen ayaklara kadar düşürebiliyorlar. Hele bir de twitter belası var ki, sormayın gitsin. Bunların bilinçaltının gözler önüne serildiği baykuş kondu bir harabe, bir tünek!
Diyeceğim o ki; Twitter’a bağlanıp da 140 karaktere bağlayınca, birikimimiz, o meth-ü senâ edilen derinliğimiz ve insafımız da susup sessizliğe bürünüveriyor bir anda belli ki. Afişte söz konusu edilen haberin ”ne”liği ve niteliğini anlayıp da değerlendirme bakımından, felsefenin ve aklın gereğini yerine getirmek için bkz. Hüküm Dergisi Sayı: 10, Shf. 19, Sütun: 4; ”Vahiy Doğruya Felsefe Yanlışa Götürür” alt başlıklı makale: http://www.hukumdergisi.com/index.asp?sayi=10 ya da: http://ihsansenocak.com/Content.aspx?ID=214
O adreslerde İhsan Hocanın Felsefeye bakış açısı, İlâhiyat Fakültesi müfredatında Felsefenin mevcut yeri ve konumuna dair mülahazaları yer alıyor. Hoca acaba ne diyor, ne anlatıyor? İlahiyat Fakültesinde okuyup mezun olmuş ve de bu kurum bünyesinde yüksek lisans + doktora yapmış hocalardan biri olması hasebiyle ayrıca senelerdir İlahiyat Fakültesi talebelerinde gördüğü, alt yapı eksikliği başta olmak üzere daha başka birtakım eksiklikleri medrese usulü eğitimle birlikte tamamlama yolunda büyük emek vermiş ve de vermekte olan bir halka hocası olması hususiyetiyle, müfredata yönelik birtakım tespitleri en çok önemsenmesi gereken kişilerden biri değil midir İhsan Şenocak hoca efendi? Kısaca arz etmiş olduğumuz durumu ve konumu vesilesiyle, İhsan Hocanın müfredata yönelik eleştirilerini dikkate almayacağız da, kimin, kimlerin eleştirilerini dikkate alacağız?
Modern filozoflarımızın tepeden bakarak ahkam kestikleri bir konu daha vardır, o da; durum tespiti yaparak problem üretmek ama ortaya çözüm önerisi koymamaktır. İhsan Hoca, müfredata yönelik tespit ve eleştirilerinin yanında çözüm önerisini de ortaya koymuş hatta koca bir kurumun teşekkül etmesini sağlamıştır Allah Azze ve Celle’nin inayetiyle. Peki siz, sizler ne yaptınız?
Çalışmaları, tespitleri ve önerileri ortada olup da önerilerini de hayata geçirdiği gibi başarıyı da yakalamış bir hocayı bu şekilde, Fakülte öğrencilerine yaptığı bir konuşmasından cımbızlanan bir cümle ile ele alıp değerlendirmek ve bunun üzerinden hüküm vermek hak mıdır?
Sormazlar mı felsefe diyen, felsefî paylaşımlar yapan, filozof geçinen adamlara: Afiş üzerinden tenkitçilik, hangi aklın ürünü, hangi akliyyâtın zeminidir? Cımbızlama sözler üzerinden tenkitçilik, afiş üzerinden eleştiri de yeni trend. Hani fikirleri konuşacaktık, hangi bize ulaşan haberleri araştıracak, akıl-mantık ölçülerinde ele alıp hükme bağlayacaktık?
Hiç kusura bakmayın ama bu işi dert edinip de ortaya tırnaklarıyla kazıya kazıya koca bir kurum koymuş hocanın derdi ve tasası sizlere eğlence olmuşsa bilmem ki ne demeli? Yapmayın, ayıptır, yazıktır, günahtır…
Bu twitter hepinizi bozdu. Korkarım, bu çağda yaşamış bu piyasayı ve twitteri görmüş olsalardı Sokrat’ı, Aristo’yu Heidegger’i de bozup eritir de fikir mikir bırakmazdı muhtemelen…
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin