İletişim araçlarının yaygınlaşması, çağımıza gelinceye kadar belli çevrelerin mahremi olan konuların da artık herkesin ulaşabildiği malûmata dönüşmesine sebep oldu. Bu değişimin en ciddi hedeflerinden biri de tasavvufun müesses nizamı olan tarîkatlar ve bu kurumun merkezi konumundaki tekkeler oldu.
Tasavvufun kendine has konuları ve onun da ötesinde şube ve kolların âdâb ve erkânı çerçevesinde hususi meseleleri ortaya saçıldı.
Büyük kısmı söz sanatları ve mecazla, tabir ve te’ville ifade edilmiş, amelî kısmı ise birtakım ruhsatlarla şekillenmiş kimi tatbikatlar, anlayış bakımından meşe odunundan farksız kesimlerin erişimine açıldı.
Buna bağlı olarak yayılım gösteren, dinî usûlden bağımsız yaklaşımlar neticesinde; itham, iftira, tebdî‘ (bid‘ate nispet), tekfir ve şirk ithamları ayyuka çıktı.
Tasavvufta bir öze dönüşe ihtiyaç olduğu, selef-i sâlihînin tasavvuf anlayışına, safiyane zühde dönülerek bir tecdîd, tashîh ve hatta bazı noktalarda ilgâ yapılması gerektiğine dair notlar, makaleler, risaleler ve kitaplar yazılıp çizildi.
Ve böyle bir ortamda, Allah Teâlâ tasavvuf konusunda buhran veya inkâr içinde bulunanlara merhametiyle alternatif bir yol ihsân etti ve onu gönderdi.
Sünnetin Tecessümü ve Zühdün Ahengi
Lüks gözüken hayat tarzından, şatafattan ve gösterişten tamamen uzaktır. Apartman dairesinde oturmakta ve hayatını bir memur emeklisi kıvamında idame ettirmektedir. Bir şehirde yaşanabilecek zühd hayatını en mütevazı şekilde yaşamaktadır.
Aşırı tazim olarak ifade edilebilecek davranışların tümünden rahatsız olup önünde kıyamdaymış gibi duranları ve eğilenleri ikaz eder.
Sünnete ittiba konusunda eşine pek rastlayamayacağınız derece hassastır. Fiilleri ve beden diliyle sünnetin tecessüm etmiş hâlidir.
Sünnet ve edebe aykırı durumlarda tavizsizdir. Üslûbu gayet yumuşak ve naziktir ama ciddiyet ve kararlılığıyla ne kadar önemsediğini hissettirir.
Rûhundan rûh üfleyen Mahmud Efendi Hazretlerine, bahsi geçtiğinde gözyaşı dökecek derecede hasrettir.
Tek Başına Delil ve Hüccet
Tarîkatın dününün şahidi, bugününün meşhûdu ve şeyhi, yarınının delilidir.
Sâlikler için en büyük hüccet olan, Hasan Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerinin halifesi Hacı Ahmed Fikri (Doğan) Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhû);
40 yılı aşkın tarîkat ders ve talim vekilliği yapmıştır.
10 yılı aşkın teveccüh yetkilisi ve aynı zamanda tarîkat istihârecisi olarak hizmet etmiştir.
Hâl-i hayatında ve kemâl-i sıhhatinde, Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerinin daima yanında bulunduğu için usûlünü en iyi bilen âlimdir. Meziyetleri sayıp dökmekle bitmeyecek olandır.
Zühd Timsali
(Bu kısım; müstakîm şahsiyetleri yermek niyetiyle yazılmamış, eleştirenlerin gözüyle ifade edilmiştir.)
Lüks arabalarını sürerek kortejlerle ve konvoylarla gövde gösterisi yapanlardan,
Giyim-kuşamında pahalı kumaşlar ve ev eşyalarında gösterişe meraklı olanlardan,
Geniş yenli cübbeleri, kavukları ve külâhıyla caka satanlardan,
Kalabalıkları yarıp geçmekten ve bunları cümle âleme yaymaktan hoşlananlardan,
Tazim dolu sözde ilahiler, hatta şarkılar ve türkülerde muhabbet arayanlardan,
Boy boy fotoğraf çekinip video çektiren, gözler önünde yaşayanlardan,
Ağır nutuklar atan, bağırıp çağıran, yaygara koparanlardan,
Karizma endişesiyle pozlar verip mürid devşirmeye çalışanlardanşikâyet edenleri ve çokbilmiş ukalaları terbiye edici şeyh geldi.
Modern çağ buldozeri ve dünyevileşme belâsının her değeri silindir gibi çiğnemeye azmettiği 21. milâdî asırda fakr ve veraı; ilim, amel, ihlâs ve ihsân ahengiyle yaşayan zühd timsali, İsmailağa’da…
Koşun; şefkat ve merhametiyle, letafet ve nezaketiyle yoğrulun. Şüpheleriniz izale, iradeniz tahkim olsun ve hisleriniz hayat bulsun!
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin