Hadi biz yeni geliyoruz ama Suriye’den yıllar önce gelenler arasında da mı medyada görev alabilen birileri yok! Yakında medya sektöründe de o kadar kalabalık olacağız ki, şimdilerde cevap imkânımız bulunmadığı için her gün akşama kadar birçok haber hazırlayıp her birinin altına eklediğiniz sayfalarca yorumlarda dil uzatmadığınız hiçbir şeyimizi bırakmadığınız gayriinsani tavrınıza dur diyeceğiz!
Kadınlarımızın neden gelmediğini art niyetle sorgulayan, Şarbat Gula’dan dahî utanmayan namussuz ırz düşmanlarının, tarihî bağımızın en hayatî düğümü olan hilâfete ve o yüce makamın hâmisi Osmanlı’ya da nefret duyan, soy bağımıza olsun saygı duymayan vicdansız kimseler olmalarını çok iyi anlıyoruz. Mütareke ve Millî Mücadele döneminde verdiğimiz destek ve sergilediğimiz fedakârlığa karşı nankörlük edenler, Cumhuriyetçi de olamazlar!
Bize sadece çobanlığı lâyık gören cahiller; bugün dünya devlerinin bel kemiğini oluşturan yazılımcıların, önemli teknoloji hamlelerini gerçekleştiren mühendislerin ve NASA da dâhil uzay araştırmalarından diğer üst düzey alanlara varıncaya kadar başarılara imza atan bilim insanlarının azımsanamayacak bir kısmının bizden çıktığını bile göremeyecek kadar körler.
Evet, siz etrafınız ateş çukuru hâline gelmesine rağmen payitahtın şerefi ve milli mücadelenin hürmetiyle âdeta kurtarılmış ve muhafaza edilmiş sihirli bir coğrafya gibi korunabilmeyi başarabilirken, biz Asya’nın güneyinde bir asır öncesinden İngiliz müdahalesiyle başlayıp, devam eden Rus sömürüsü ve müteakiben ABD tehdidi altında çok tahribatlara maruz bırakıldık. Dinimiz, soyumuz-sopumuz, dilimiz, kültürümüz, değerlerimiz, ümitlerimiz, hayallerimiz ve her şeyimiz berhava edildi.
Sizler payitahtın gölgesinde; Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bir hâlde bizleri ve size sığınan diğer ülke ve milletlere mensup mültecileri hor ve hakîr görüp duruyorsunuz. Başka bir gündeminiz olmadığınızda hemen bizi dilinize doluyorsunuz. Halkımız hakkında fikir verebilecek çoğunluk veya yoğunluğa sahip bulunmayan ne idüğü belirsiz birkaç kendini bilmezin cinayet, gasp, hırsızlık, taciz, taşkınlık ve hainlik gibi karıştığı adi ameliyeleri suçun şahsîliği ilkesini göz ardı ederek milletimizin her bireyine mâl edip bize yönelik karşıtlığınızda delil olarak kullanıyorsunuz. Gören de pîrüpâk olduğunuzu sanacak! Bize yönelik yargısız infazınızdan önce dönüp de bir kendinize baksanız ya! Sizde zaten bu vakalardan ve kadın cinayetlerinden geçilmiyor.
Anadolulu olma seviyesine bir türlü erişemediniz. Ne Asyalı kalabildiniz ne de batılı olabildiniz. Ne Müslüman kalabildiniz ne de tam olarak gâvur gibi yaşayabildiniz. Dinî hayatınız, kültürel seviyeniz, siyasetiniz, lisanınız ve en acısı da insanlığınızdaki erozyon hâlâ devam ederken, iç çatışmalarınızı sonlandırıp birlik olmayı bir türlü başaramamışken, başkalarını küçümseyerek kendinizi tatmin ediyorsunuz.
Söylenecek çok şey var fakat nasılsa bizler de buradayız artık! ifadelerimize son verirken, hakkımızda güzel düşünen hatırşinas, kadirşinas, vefalı, vicdanlı ve namuslu kardeşlerimizin affına sığınıyor, kendilerine selâmet ve istikametlerini muhafaza diliyoruz.
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin