Bu külliye, “Ana kucağı” gibidir! Âfetzedeler, öksüzler-yetimler, kimsesiz hastalar ve memlekete sığınan mülteciler hatta kötü yola düşüp de hastalanan, rehabilitasyona muhtaç duruma düşen kadınlar gibi birçok zümreye kucak açmıştır.
Kanunî’nin tek kızı Mihrimâh tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilen, silüeti tamamlayıcı unsurlardan olan külliye, cami etrafında; medrese, çifte hamam, helâ, sıbyan mektebi, türbe, sıra dükkânlı çarşı ve çeşmeden müteşekkil müştemilâtıyla XVI. asırda (1566) hizmete sunulmuştur. Mimar Sinan’ın tek kubbeli inşâ ettiği camiler arasında en büyük cami olma özelliğini de hâizdir.
İstanbul, depremleri ve yangınları müstakil kitaplara konu olacak kadar âfet mağduru bir şehirdir. Mihrimâh Sultan Külliyesi, bu yangın ve depremlerden fazlasıyla nasiplenmiştir. Minaresi, kurşunları ve medresesi defalarca ağır hasara maruz kalmışsa da, her şeye rağmen dimdik ayaktadır!
1648 depreminin harap ettiği minare, 1719 depreminde kısmen yıkılmış, cami ve diğer binalarda kubbe çökmeleri yaşanmıştır. 1766 depreminde minare tamamen yıkılıp baştan yapılmış ve külliyenin tamamı ciddi hasar görmüştür. 1869’da ise minare ve kubbe, yıldırımların hedefi olmuştur.
1875 yangınında medresesi başta olmak üzere, komple tahribata uğramıştır. 1894 depreminde minaresi bir kez daha yıkılmış ve caminin kubbesiyle beraber müştemilâtın tamamı harap olmuştur. Maatteessüf alçı çerçeveleri ve kalem işleri de dâhil ince ayrıntıları bozulmaya uğramıştır.
Beş kez minaresi yenilenmesine, tamamı defalarca tamir geçirmesine ve 1999 Marmara depreminde de yara almasına rağmen zarif ve narin yapısıyla beraber ihtişamını ve göz kamaştırıcı güzelliğini hâlâ korumaktadır.
Kırâat merkezi ve farklı kırâatlere göre hatimle terâvîh namazlarına mescid olma özelliğinin yanında, geçtiğimiz ay düzenlenen Sahîh-i Buhârî Sema‘ meclisi ve icâzet merâsimleri gibi daha birçok cemiyete ve hadis derslerine ev sahipliği yapan bu özel mabed, ailemiz için daha hususî bir kıymete sahiptir.
Aktarılan bilgilere göre; 26 Eylül 2019 Perşembe günü saat 14:00 sularında meydana gelen depremde hasar oluştuğuna dair emareler belirmesi üzerine güvenlik maksadıyla cami boşaltılmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Teknik Üniversitesi yetkililerinin hasar tespit kontrolünün ardından ibadete tekrar açılmıştır. Yetkililerin hasar tespiti sonucunda ise, kubbede bazı çatlakların oluştuğu anlaşılmış ve tadilât plânlaması yapılmıştır.
Özelliklerini ve tarihini kısaca aktarmaya çalıştığımız külliyedeyiz an itibarıyla (27 Eylül 2019 Cuma/Yatsı Namazı vakti). Yatsı Namazı vaktinde ibâdete açık durumda olup görselde yan yattığı görülen şamdan ve kubbedeki az miktar alçı ve sıva döküntüleri dışında herhangi bir emare görünmemektedir.
1 Ekim 2019 Salı/Yatsı Namazı itibarıyla şamdan düzeltilmiş ve mihrap, imamlığa açılmış durumdadır.
Başta tarihî eserler olmak üzere, İstanbulumuzun her türlü âfet ve mûsibetlerden muhafazasını diliyoruz…
Depremin hemen sonrasında çekilen görüntüler:
Sanat tarihi alanında en büyük bilgi kaynağımız, Prof. Dr. Merhum Semavi EYİCE hocamızın anısına…
Yorum Yazın
Yorum Ekleyin